Cinsellik kişisel hayatın göstergesidir


'gülmek, gözyaşlarından daha kutsal ve hatta daha anlaşılmazdır.'
george bataille 

Kadın kelimesinin kibarı bayan kelimesi değildir. Karı kelimesinden kadın kelimesine, kadın kelimesinden bayan kelimesine geçmek imkanı yoktur. Geçmeye çalışanlar hep olur. Takılırlar. 

Hakiki kadın kibarlık talep etmez. Kibarlık, normal erkeklerin tarzı değildir. 

Cinsel yaşam ve ölüm, dine bağlı kutsal bir alan oluşturdu. 

Cinsellik, göstergedir. Cinsellik, pratik göstergedir. Cinsellik, yoğunlaştırılmış tarihtir. Cinsellik, yoğunlaştırılmış tarihin pratik göstergesidir. 

Nietzsche'ye göre kelimeler yorumlardan başka bir şey değildir. 

Sözcükler Üstad'a göre bir gösterilen belirtmezler, bir yorum dayatırlar. 

Kapital'in birinci cildinde tanımlandığını görülen paranın işlevi budur. Freud'da belirtiler böyle işler. Nietzsche'de ise sözcükler, adalet ve iyilik ve kötlükle ilgili sınıflandırmalar, sonuç olarak göstergeler, maskedir. 

Yorum, kendisini sonsuza kadar yorumlama, kendine her zaman yeniden kavuşma zorunluğuyla karşı karşıyadır. Burdan iki önemli sonuç çıkar. Bir: Yorum bundan böyle her zaman kimin yorumlaması olacaktır; gösterilen içindeki yorumlanamaz, dipte olan yorumlanır:Yorumu yapmış olan. Yorum ilkesi yorumcudan başka birşey değildir ve bu Nietzsche'nin 'psikoloji' sözcüğüne verdiği anlamdır. İkinci sonuç, yorum her zaman kendini yorumlamak zorundadır ve kendine geri dönmeyi ihmal edemez. Yorumun ölümü, göstergelerin varlığına inanmaktır. Birinci olarak, gerçekten anlamlı ve sistematik işaretler olarak göstergelerin var olduğuna inanmaktır. Tersine yorumun yaşamı, yorumlardan başka bir şey olmadığına inanmaktır. Yorumbilgisiyle göstergebilimin iki amansız düşman olduğunu iyi anlamalıyız. Gerçekten de, göstergebilime geri çekilen bir yorum bilgisi göstergelerin mutlak varlığına inanır: Yorumların şiddetini, tamamlanmamışlığını, sonsuzluğunu terk eder, belirticinin terörünü egemen kılar ve dilden kuşkulandırır. Burada Marx'tan sonra Marxism'le karşılaşıyoruz. Tersine, kendi üstüne kapanan bir yorumbilgisi kendilerine işaret etmeye devam eden dillerin alanına girer, delilik ve katıksız dilin ortak bölgesine girer. Nietzsche ile karşılaştığımız yer burasıdır. 

Yorum, Nietzsche'de durmuyor ve gerçeklikin harcını oluşturuyor. Dünyayı yorumlama ve dünyayı değiştirmek Nietzsche'de iki ayrı şey değil. 

Kesin olan bir şey var. Göstergenin öneminin göstergeye atfedilen önem ve itibarda yaşandığı açık olan belli bir değişiklik onsekizinci yüzyıl sonunda ya da ondokuzuncu yüz yıl başında meydana geldi. Kelimenin klasik anlamı ile filolojinin keşfi ve saire kültürel göstergeler dünyamızı yeniden düzenlediler. Yalnızca Hegel'de değil, Hegel'in tüm Alman çağdaşlarında var olan, çok geniş anlamda ele alınan doğa felsefesi türünden şeyler, göstergeler rejiminde, o dönem kültüründe meydana gelen bu değişimin kanıtıdır kuşkusuz. 

(Devam etmek mi? İstiyordum, ama aldırmıyordum şimdi. Yararı yok çünkü. Yazdığım sırada canımı sıkan şeyi söylüyorum: Herşey anlamsız mı acaba? Yoksa herşeyin bir anlamı mı var? Bunu düşünmek beni hasta ediyor. Sabahları uyanıyorum -milyonlarca insan gibi; kız çocukları, erkek çocukları, bebekler, yaşlılar; hiçbir zaman dağılmamış uykular....Ben ve bu milyonlar, bizim uyanmamımızın bir anlamı var? Gizli bir anlamı? Elbette gizli! Ama hiçbir şeyin anlamı yoksa, boşuna çabalıyorum: Kurnazlıklardan yararlanıp gerileyeceğim. Kendimi koyverip anlamsızlığa satacağım: Benim için bu, bana işkence eden, beni öldüren cellat, en ufak bir umut ışığı yok. Ama ya bir anlam varsa? Bugün bilmiyorum bunu. Yarın mı? Ne bileyim? 'Benim' işkencem olmayan bir anlam düşünemiyorum, bakın bunu iyi biliyorum. Ve şimdilik: Anlamsızlık! Bay Anlamsızlık yazıyor, deli olduğunu anlıyor: Bu korkunç bir şey. Ama deliliği, bu anlamsızlık -ansızın 'ciddi'leştiği için- tam olarak 'anlam' mı? (hayır, Hegel'in bir deli kadının 'kutsanması' ile bir ilgisi yok...) Yaşamım ancak anlamsız olması koşuluyla bir anlam taşır; deli olayım: Anlayabilen anlasın, ölen anlasın...böylece, varlık işte burada, nedenini bilmeden, soğuktan titreyerek...sonsuz büyüklük, gece onu kuşatıyor ve kesinlikle bile bile orada bulunuyor...'bilmemek' için. Ama TANRI? Onun hakkında ne diyorsunuz Rahat ve Güzel konuşan baylar, İnançlı baylar? Devam edecek miyim? Bitirdim. George Bataille, Madam Edwarda.)

13 Mart 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder