Nuri Bilge Ceylan, Fransa’da, ödül töreni konuşmasında: “Bu ödülü tutku ile sevdiğim benim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum” kelimelerini kullandı.
Türkiye, yalnız bir ülke değil. Türkiye yalnız olsaydı sık sık iktisat krizine girmezdi. Türk iktisat krizleri, Türk iktisadının Batı ile ilişkisinin oluşturduğu bir kriz.
Türkiye yalnız bir ülke olmadığına göre Nuri Bilge Ceylan’ın söylediği sözler Nuri Bilge Ceylan’a ait değildir.
Soru: Nuri Bilge Ceylan, ‘yalnız ve güzel ülke’ imgesini nereden aldı?
Albert Camus’nun Mayıs 1959′da defterine düştüğü not: “Bu ülkeye, onun yalnızlığına, onun güzelliğine minnet”. Albert Camus, Defterler 3, İthaki, İstanbul, 2003, 1.baskı, s.263.
Camus, Cezayir’in yalnız ve güzel ülke olduğunu not ediyor. Defterine. Doğduğu ve altı yaşına kadar içinde yaşadığı Cezayir için.
Camus’yu sevmiyor musunuz? Camus’nun sözlerini kullanırken neden Camus’ya atıf yapmıyorsunuz?
Nuri Bilge Ceylan, Camus’nun defterindeki kelimeleri kendi imgesi gibi kullandı. Şaşırtıcı olan, Camus’nun defterlerinin Türkçe’de yayınlanmış olmasına rağmen bir Türk’ün çıkıp bundan söz etmemiş olması. Bu sözlerin Camus’de olduğunu kimse haber vermedi. Şu ana kadar.
Türkiye’de gösteriş geçer akçe. Gösteriş nesnesinin ne olduğunun bir önemi yok. Önemli olan, gösterişin kendisi, gösteriş yapmak. Nasıl, nerden olursa olsun. Ama yıldızlı olsun.
Bir kelime. Faith, İngilizce, kelimesinin iki anlamı var. İnanç. Söz. Bir kelimenin hem inanç hem de söz anlamına gelmesi ilginç. Ama tuhaf değil.
Borges: “Haritanın haritada ve bin bir gecenin Bin Bir Gece Masalları’nda içerilmiş olması bizi niçin bu denli rahatsız ediyor? Don Quijote’nin Don Qujiote okuru, Hamlet’in bir Hamlet seyircisi olması niçin huzurumuzu kaçırıyor? Sanırım sebebini buldum: Bu tersine çevirmeler, kurgu bir eserin karakterleri okur yahut seyirci olabiliyorsa, okurlar ve seyirciler olarak bizlerin de kurgu olabileceğimizi ima eder. Caryle 1883 yılında evrenin tarihinin, bütün insanların yazdıkları ve okudukları, anlamaya çalıştıkları ve kendilerinin de içinde yazılmış oldukları sonsuz bir kitap olduğunu söylemişti”.
Derrida’nın ‘yazı sözden önce gelir’ önermesi geçerli.
13 Aralık 2009 / Milli Gazete
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder