madrid bir orta zaman yahya kemal dışarda


                'rüzgara tutkun denizciler için bellek, yola çıkılabilecek bir limandır'.
                                                                                                      eduardo galeano

madrid'teyim. hayali madrid.

(y)ahya (k)emal, madrid'te kral ile yemek yedi. kral, alfonso ile. yk'nin madrid'teki hayat süresi, alfonso'nun krallığı ile sona erdi.

köy, büyüdüğünde şehir, olmuyor, hiç olmadı. köy, büyüdüğünde bir büyük köy olur. şehir, başlı başına bir kurgudur. şehir, prensip üzerinde yükselir. prensipler toplamı hukuk olarak adlandırılır. köy, kölelerin mekânıdır. şehir, özgür insanların. tanım. blondel'in hareket tanımı: 'nesneyi ve kendi eliyle kendini değiştirmek'. şehir, hukuk ile yükselir, felsefe ile ayakta kalır. bir yapma biçimi olarak felsefe. felsefe yoksa anlamak, yapmak ve yaşamak imkânsız oluyor. yasa koyucunun mutlaka bir felsefeci olması gerekir.

din? köylüler ve din? intikam ertelenmesi kelimelerini kullanıyor, kundera. burada.

madrid'e prensip sahibi olanlar gelmiş, bir kent kurmuş, bir kaç resim yapmış. gitmiş. herşey, öylece kalmış.

dr. nurettin topçu: "mimari, insan vücudunun hareketlerinden, dansın binbir kımıldanışından zaptedilmiş bir jest, bir mâna değil midir? hiristiyan dünyasının ilâhi şaheseri olan gotik mimarisi, yalnız ibadetten çıkan ellerle değil, âlemden kurtulmak isteyen başla ve tövbe eden gözlerle göklere çevrilmiş olduğu halde, müslüman türk'ün ilahî selçuk mimarisi, bütün varlıkla secdeye kapanmıştır".

mimari, insanın bir beklentisidir. maddi varlığının devamlılık resmi. burada kalmak talebi. temel.

richard sennet: "atinalılar, beden ile bina arasında dolaysız bir analoji kuruyorlardı...kent formasyonu yaratmak için fizyolojik beden anlayışlarını kullanıyorlardı...taşlara şekil vermek insanların tenlerinin harareti üzerine bir denetim kurma imkanı verebilir miydi? akıl yürütme gücü şehrin içine inşaa edilebilir miydi?"

gece. çalışıyorum. ses var. dışarda. zaman bir bağımsız değişken olmadı hayatımda. madrid, kadınların egemen olduğu bir mekân. ve ara cinsiyette oldukları iddiasında olanların.

dışardan kadın sesi geldi. hızlı bir şekilde toparlandım. dışardayım. iki kadın, doğal taş üstünde oturuyor. kahka ve başka şeyler.

ece ayhan: "evet, aşağı yukarı bütün doğu'da süreç yoktur. nasıl çılgın aşk, roman, portre, ara kurumlar, bireysellik, insan hakları, belediyelikler...pek yoksa".

ispanya'da yer, iş, yaşam biçimi ve yön, insan yapımı değil. ispanya, bir tek köy değil, bir bahçe. insan doğasına uygun bahçeler var, büyük, eski, yeşil, mavi bahçeler. o kadar doğallar ki onları insan eli yapmış olamaz.

williams s. burruoghs: 'kadınlarla ittibatı en aza indirmek gerek'. köy, irtibatın kendiliğinden olduğu yer. nesne ile irtibat'ın, kader kelimesi ile ilişkili olduğu bir yer. köylü kadın, büyük suçlu. çirkin bir kere.

yahya kemal'in madrid'te mutlu olduğuna ilişkin bir not yok. anne imgesi. anne, bir göz yaşı imkânı. yeteri kadar düşünüldüğünde.

yahya kemal, hep dışardaydı. evsizlik, tercihidir. otel'de ve arkadaşlarında yatıda kaldı. yahya kemal, imparatorluk merkezinde kadınların güzel olduğu notunu yazmış olmalı. madrid'te ve istanbul'da güzel kadın görmek, teoriye göre, mümkün. saray imâli. kadın ancak kadîm verilerle kurulur.

jose maria de heredia. yk'nin adamı. iki: yk, goya ve velazquez resimlerini gördü. türkler, yk'nin 'bizde resim ve nesir yok' cümlesi üzerinde düşünmelidirler. the cümle, yahya kemal'de madrid'ten kalan fikir'dir.


25 Haziran 2010 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder