'günümüzde kültür her şeye benzerlik bulaştırır. filmler, radyo ve dergiler bir sistem meydana getir. bu alanların her biri kendi içinde ve hep birlikte söz birliği içindedir'.
Kaportacılık, bir tür, bilinen şekle, geri-getirmek eylemi. Kaportacı etrafındaki nesnelerin kazalı olanlarını görüyor, onları kazalı olarak görüyor, kaza olayından dolayı iş sahibi olabiliyor. Mekanik bir düzeltici olarak kaportacı, kazanın mahiyeti ve failleri ile ilgili olmuyor, olması gerekmiyor. Bir ideal içermior, olanın olmaya devam etmesi amacını taşıyor.adorno
Kaza, beklenmeyen birşey. İyi ya da kötünün dışında ve imkân aralığı olarak olması gerekmeyen. Bir şekilde olan. Bir hata.
Sanayiideki kaportacı bir iş yapıyor. Bu karalamanın konusu, toplumdaki kaportacı oluyor. Sanayiideki değil.
Öne çıkan herşeyi eşit yapan, tek bir tipe sokan adam olarak kaportacı, sanat ve felsefenin karşısındadır. Kaportacılık eyleminin faaili kaportacı, bu nedenle, yok-edici ve aynılaştırıcı.
Kaportacı, işçi ya da patron. Vazifesi, aynılaştırmaktır ve nerede olursa olsun aynı kişidir. Üstte ya da altta, merkezde ya da çevrede, kaportacı farklı değil. Aynılaştıran, aynı kişi oluyor.
Yeni çıkan gazete, köşe yazarı, televizyon yapımcısı, tek birşey yapar, yapıyor. Farkı ortadan kaldırmak. Fark, mümkündür, bir hakikat içerebilir ve sistemin hakikate ihtiyacı yoktur.
Aydınlanma olayına ihtimal veren birisinin, bir şahsiyet davası sahibinin, kapitalizmin hayat güvenliği açısından 'düzeltilmesi' gerek. Düzeltme işini yapacak tek kişi, kaportacı olmalı, oluyor. Düşünce ile piyasa çatıştığında her daim piyasanın kazanması, düzenin devamlılığı açısından, zorunlu. Aydınlanma kazanırsa piyasa çöker. Para kazananlar, kazanamaz.
Aklın diyalektiği. Bir yandan aydınlanma için çalışır. Diğer yandan iktidar için. Çatışma, normal olarak, var. İnsanın parçalanması, parçalanmaktan korkanın biricikliğinden vaz geçmesi, çatışma nedeni ile oluyor.
Kaportacı, piyasadan yanadır. Kaportacı için tek gerçeklik, piyasa ile ilgili. Piyasanın oluşturduğu fiyat, piyasa aracılığı ile gerçekleştirilen kaynak dağılımı ve piyasanın bahşettiği refah.
Kaportacının ahlakı, piyasa tarafından belirlenen şeyler toplamı. Piyasanın varlığına dayalı olanın herhangi bir başka değer taşımayacağı, kesin.
Çatışma devam edecektir. Şahsiyet davası sahibi ile kaportacı arasında.
Adorno: 'Hiç düşünmeden çoğunluğa uyan kimseler, kendilerini birer nesne haline getirmiş olurlar ve yaşamlarını özerk varlıklar olarak sürdüremezler'.
21 Haziran 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder