yolun sonu gelmeden dönmeli


 01.07.2012 16:06


“reçete yazmak kolaydır, insanlarla anlaşmak zordur”. kafka.

doğru yolda ilerleyen aşkı bulur. doğru yolu seçen aşkı hak etmiştir. aşk, oradadır.
bağımlılık kötü bir şeydir. nefretin üstünü örter, aşk şalı ile. bağımlılık ve nefret, öldürür. yavaş yavaş.
bağımlılık sahte parayı kabul etmek gibidir. gerçeğini görsen almazsın. kandırılmışsındır, bilirsin ve geri dönmen imkânsızdır. döndüğünden zarar edeceğine inanırsın. gerçek ötekidir.
insan teki yolun sonu gelmeden dönmesi gerektiğini hisseder. bilir. dönmez. bir mucize bekler. bilmediği ise yolun sonunun neresi olduğudur. birisinin yolun sonunu söylemesi gerekir.
insan beyni aşk ile bağımlılığı karıştırır. beyin bir şeyi daha karıştırır: ilerlemek ile yerinde saymayı. insanların önemli bir bölümü ilerlediklerini düşünürler, düşünmekten öte ilerlediklerine emindirler. yerinde saydıklarını, aynı şarkıyı söylediklerini, aynı resmi yaptıklarını, aynı suçları işlediklerini fark edemezler. bu bir ölümdür, içine düşülen en derin boşluk ve sonu yoktur. içinde bir ömür geçer.
aşk bir teslimiyettir. o’nu yazmayı/ konuşmayı deneme. ve o’ndan korkma.
bir fransızsözü var: aşık olduğunda dünya çölleşir.
aşk, egonun yok olmasıdır.
aşk yalnızca egoyu öldürmez herkesi öldürür.
batı’da aşk ölüdür. batı’da aşkın yerine icat edilen para/ sermayedir. modern zamanda batı’da aşkı, sermaye birikimi öldürdü.aşkın ölümü, insanın ve doğanın ölümü. batı, anlamıyor.
batı, dönemiyor. dönemez.
batı, yok olduktan sonra bir şey değecek: insanlık makine medeniyetinden/ insanı makineleştiren yanlış medeniyetten kurtulacaktır.
rousseau’nun 28 haziran doğumludur. enis batur, kafka ve benjamin gibi yengeç burcundandır.  yengeçlerin başka bir dünyaları var, kapalı ve takıntılı.
rousseau, 1762’de yayınlanan, emile ya da eğitim üzerine, isimli yapıtında: “neden türkler bizden daha insancıl, daha misafirperverdir? çünkü onların tamamen keyfi olan yönetiminde, şahısların büyüklüğü ve servetin daima daha istikrarsız olması nedeni ile, gözden düşmeyi ve fakirliği kendilerine yabancı bir şey olarak görmüyorlar, yarın herkes bugün yardım ettiği kişinin durumuna düşebilir”.
şeyleri yalnızca madde ile açıklamak.
bu satırları not eden rousseau’nun aşkı anlamadığı açıktır.
bu iyi değil.

selâm ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder