vermek almak ve istemek


28.01.2013 00:01


“kimi türk frenkçeyi ana dili gibi biliyor/ kimi türk türkçeyi bilmemeyi biliyor”. metin eloğlu.

sağlıklı insan verir, alır ve ister. ölçü, gerekli bir şey. sağlık ölçüsü, üç. vermek, almak ve istemek fiillerini yapmayan sağlıklı değildir. tıp değil. sezgi kriteri.
herkes yakınlıktan korkuyor. farkında mısınız? yakınlığın anlamı, kendini bir yabancının önünde açığa vurmaktır.
yabancıyız.  kimse kimseyi tanımıyor.
kendimize yabancıyız. kim olduğumuzu bilmiyoruz. bilmek istemiyoruz, kendimizi bilmek için bir çaba göstermiyoruz. oturuyoruz, yatıyoruz, kalkıyoruz, zorunlu şeyleri yapıyoruz ve o kadar. kendimizi tanımaya gerek yok bunları yapmak için. bir biyoloji devrede. kimya ve fizik. ruh yok. tarih, felsefe, bilim, ahlâk, mitoloji, tarz ve düşünce, sanat ve kadim hikâyeler, epistemoloji ve dış dünya gerçekliği.
yakınlık seni bir yabancı ile yan yana getirir. bütün savunmaları bırakmak gerek.
savunma yapmak durumunda kalmak ve savunma yapmak. soru karşılığında cevap yerine cevap gerekçesini söylemek.
her türlü baskı, çekingenlik ve tabu ile hastalanmış bir insanlık var.
insan yakınlıktan korkuyor. hasta bir insanlık tarafından korkutulmuş olan insan bir türlü yakınlık kuramıyor. milyonlarca insanın yaşadığı kasabada insan yalnız yaşıyor.
sorun, insanın yalnız yaşaması değil. sorun, insanın yalnız yaşarken yakınlık kurmak istemesi yabancılarla.
yara, açılmazsa iyileşmez.
herkes yakınlık ister. aksi hâlde, yalnızız. sevgisiz, dostsuz.
yara, gizlendikçe daha tehlikeli olur. öldürür.
yakınlık temel bir ihtiyaç. kelimesiz iletişebilmek. Bir yandan karşındaki insanın sana yakın olması, savunmaları bırakmasını, kırılganlığını ve yaralarını göstermesini, maskelerini ve sahte kimliğini bırakıp kalmasını istiyorsun. Dostlar, sevgililer arasındaki çelişki bu. Kimse savunmayı bırakıp çıplak ve içten olmak istemiyor.
ama, herkes yakınlık istiyor.
ektra para vermek istemiyor. ama, cam kenarına oturmak istiyor.
mesele, ama, kelimesinde.
baskı altındasın. tutuklusun. insanlık bir baskı yarattı. Klasik devre ve modern devre arasındaki çatışma ve çatışmanın anlaşılma biçimi. biçim, berlirliyor, belirledi.
kendini her şeyinle kabul etmelisin. sen kendini her şeyinle kabul etmezsen seni başkasının her şeyinle kabul etmesini nasıl beklersin.
saklayacak bir şey yoktur. olmamalı. neden olsun? sen sakladıkça, sakladığın dert olur içinde. büyür büyür ve dert olur. kanser olur.
eğer hiç baskı ve tutukluğunu yoksa yaran da yok demektir. eğer basit ve doğal bir hayat yaşadınsa, yakınlık korkusu da olmaz. sadece iki alevin birleşmesinden doğan harika bir neşe duygusu vardır. Bu birleşme insana büyük bir mutluluk ve doyum verir.
bu yakınlığa ulaşman için, kendi evini temizlemelisin. temizlemek eylemi haz verir.

selâm ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder