'korkmuyorsan, kork. korkuyorsan, korkma'
ismet özel
ismet özel
ece ayhan: 'adeta yengeç gibi yan yana yürütülüyoruz! tarihteki 'ayağa kalmak', belki de 'ayağa kalkmakla karıştırılıyor olabilir bakın! ya da eski günlere bakarken de, yerinde kıpırdamamak için ve olaylar uzak diye, dürbün kullanmak nasıl bir aymazlık ve yanlışlıktır! böyle davranmakla, çocukların ve gençlerin gelecekleri adına, hem tehlikeli hem de insanın kendisini aldatıcı bir iş yapılmış olmuyor mu? çünkü, 'ayağa kalmak' tek başına bir şey göstermez. bu gösterge değildir. gerçek 'ayağa kalkmak', ancak kimi şeyleri 'göze almak'la olur, olabilir. yani, kimi şeyleri göze almak pahasına! evet, paha olmadan hiçbir şey olmaz.!'
1980, bir müdahale. söylenen: devleti küçülterek devlet eliyle rant yaratılmasına son vermek. olan: devlet eliyle zenginleşme, rant yaratma ve yolsuzluk, tepe noktayı buldu. arttı, arttı ve artmayacak noktaya vardı. ikinci türevin sıfır olduğu nokta, grafik üstünde. devletin küçültülmesinde bir sonuç: piyasa genişledi. piyasanın genişlemesi, sermayenin emek karşısında güç kazanmasına denk. demokrasi değil, sermayeye teslimiyet.
dokuzyüzaltmışlı yıllar hareket devresine giriştir. bir olay bekleniyordu. o olayla birlikte toplumsal olan herşeyin değişeceği. aydınlanma kılavuz oldu. yetmişli yıllar, amerikan sisteminin, bretton woods, sona erdirilmesi ile başladı. faiz hadleri yükseldi. paraların birbirlerine göre değerleri istikrarsızlaştı. yetmişli yıllar bir devrimle sona erdi. neo-liberal yaklaşım heryerde.
üç on yıldır, serbest (saldıran demek doğru olur) piyasa sisteminde para kazanan şirketler, 2008 krizini gerekçe göstererek para talep ediyorlar. devletten. edeceklerdir. talep etmekeri birşey gösterir: şirketler piyasa sistemini tutmadılar.
bir: 2008 krizi, öngörülmüş krizdir. amerikalılar, krugman, soros, tekrar etti.
iki: kriz, yılmaz akyüz tarafından beklenmekteydi. 1993 yılında ylmaz akyüz'ün, 'taming financial markets' isimli makalesi türkler tarafından tartışılmadı.
bile bile ve kasten kriz.
globalleşme süreci beklendiği gibi krizle sona erdi. sona eren iki şey oldu. bir süreç. iki: neo-liberal ikisat yaklaşımının kulanılması. amerikan devleti, neo-liberal yaklaşımı terk etti. diğer devletkerin terk etmesi beklenir, terk edeceklerdir. uyum, daima zaman alır.
türklerin duru olmayan konuşma geleneği engel oluyor duvarları yıkmaya.
foucault: 'ne gökyüzü ne ışık: içerideki hiçbir şey size bunları düşündürtemez. artık hiçbir şeyin içeriye girmeye sesareti yoktur. artık dışarısı, içerisinin dışarısı değil, mutlak bir dışarıdır: nötr, ulaşılmaz ve biçimsiz. bu dönüşümün geçekleştiği tabloya dedans (içerisi) başlığı konmuş: bir değiş-tokuş tetikleniyor ve içerisi, kendisine rağmen, bir mekanın doğuşuna yol açacak şekilde açılmaya başlıyor. duvarlar, sanki büyük masmavi bir kılıç darbesiyle yarılmış gibi, yukarıdan aşağıya doğru çatlıyor. daha önceleri parmaklıkların ucundaki iktidarı gösteren dikey düzlem şimdi artık bir özgürlüğe açılıyor. kafesi kapalı tutan dikey çubuklar ötekilerindeki duvarın varılmasını engelleyemiyor. yoğun bir sevinç ve heyecan titreşimi içinde, burun ve pençe darbeleri bu yarığı zorluyor. insanlık tarihindeki mücadelelerde ulaşılan büyük başarıların hiçbirine pencerelerden ulaşılamamıştır. büyük başarılara ulaşmanın tek yolu duvarları muzafferane bir şekilde yerle bir etmektir.'
başlangıçta herşeyin daha iyi olduğundan kuşku yok. farklar, iyi olanı ortaya koymaya yeter. kriz, özgürlük imkanı vermesi durumunda işe yarar.
15 Mart 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder