'yalnızca arzunun ve ölümün aşırılığı hakikate ulaşmamızı sağlar'.
bataille
"içinde yaşadığımız 'olağanüstü hal' istisna değil kuraldır".
benjamin
2.fernand braudel'e göre kapitalizm yalnızca iktisatın bir organizasyon şekli değil. braudel'e göre, kapitalizm ayrı bir değerler sistemi, tüketim biçimi, sosyal yapı ve devlet şekli. türkiye'de 1980 müdahalesi ile değerler sistemi, tüketim biçimi, sosyal yapı ve devlet şekli değişmeye başladı. bugün, türkiye'de, bir değişim var. bunlar.
3.polanyi, büyük dönüşüm, isimli açıklayıcı eserinde sanayi devriminden yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar kapitalizmin gelişmesini analiz etti. polanyi, metinde, iki yönlü hareket, adını verdiği birşey kullanır. ilk yön, devletin iktisadi faaliyetlerinin tasviye edilmesi, piyasa sisteminin şartlarının oluşturulması olarak tanımlanır. ikinci yön, toplumun ilk yöne karşı verdiği tepki olarak tanımlanır. toplum, devletin bu faaliyetlerinin sonucu ortaya çıkan yıkıcı sonuçlara tepki veriyor. ikinci yön bu. türkiye'de 1980 yılı ile başlayan zaman devresinde devlet ile toplum ilişkisi, batı'da sanayi devrimi ile yirminci yüzyıl arasındaki devlet ile toplum ilişkisi ile paralelel sayılabilir. ilişkide benzerlik olarak paralellik durumu. türkiye'de etnik ve dini milliyetçilik, piyasa sisteminin tahrip edici etkileri karşısında yitirenlerin sığınacakları iki doktrin olarak ortaya çıktı. etnik ve dini milliyetçilik, kaybedenler için, doktrin sahipleri için bir çıkış, kurtuluş önermiyor. iki tip milliyetçilik, ilginç bir şekilde, global güçlerle işbirliği içindedir ve karşı cephedekilerle ittifak kurmayı öneriyor. içe kapanmayı önermesi beklenen iki tip milliyetçilik milliyetçilik, tam tersine, dışa açık.
4.zengin ile fakir arasındaki iktisadi fark, büyüyor. batı'da ve türkiye'de. globalleşme devresindeki kapitalizm, yeni kapitalizm, normal olarak gelir ve gelire bağlı servet dağılımını eşitsizleştiriyor. bir. iki: eşitsizleşme sonucunda orta sınıf tamamen göçtü. yine batı'da ve türkiye'de. globalleşme, emeğin işbölümünü değiştirdi. ülke içinde sosyal sınıflar, global ölçekte yabancı sınıflarla yeni ilişki biçimi gerçekleştirdi. ticareti ve sermaye hareketlerini serbestleştirmek yolu ile devlet, yeni ilişkilerde kurucu bir işlev sahibi oluyor.
5.globalleşme süreci ile birlikte, batı, bir coğrafya ve tarihi birikim olarak tanımlanmıyor. süreç ile birlikte, batı, bir düşünce olarak var. zihinsel bir durum olarak. yeni.
6.türkiye'de aşağı'dan gelen 'değişim talepleri' olarak nitelendirilen şeyler arasında demokrasi ve özgürlük kelimeleri var. birşey yok: 'iktisat'. globalleşme sürecinde gelir kaybeden, piyasa sisteminin genişletilmesi ile refah kaybına uğrayan, yeni kapitalist tüketim dünyasının dışında kalan, değerlerinin düştüğününü gören gruplar, sınıflar, iktisatın dışına itiliyor. dışardakilerin talepleri hiç sorulmadı.
7.batı'da ve türkiye'de demokratikleşme bir hayal. olan şey, uzun süredir, politiksizleşme. iktisatın politikadan kopartılması ile başlayan süreç bir kuşakta sonuç verdi: 'politika artık yok'.
8.bir kriz tasviri yapılıyor, krizin anlaşılmasına engel. kriz, zaman olayının bir fonksiyonu olarak anlatılıyor. başladı ve bitecek, zaman değişkenine bağlı. kriz, böyle ise, sorun yok. sorun, zaman sorunu. herkes yeteri kadar beklemeli. yaşanmakta olan kriz böyle birşey mi?
9.kitle, politika'da bir yere geliyor, bir hareket ediyor, kitlenin geldiği yerin girişinde kitleyi oluşturanların eline bir yazı veriliyor, oy olabilir, kitle'nin hareket maksadı ile yazı, çoğu kere örtüşmüyor, örtüşme zorunluluğu yok. kitle, bilmediği dile maruz kalır.
10.son kriz, 2008 yılında başlayan ve ne zaman biteceği bilinmeyen kriz, global ekonomiden dönüşün krizidir. globalleşme sona eriyor. kriz bir geçişin krizi. gobal ekonomiden sonrası nedir? henüz tasarlanmadı.
11.kriz'den nasıl ve ne zaman çıkılacağına ilişkin türk iktisatçıların tahminleri, bir tekrar. batı'da konuşulanların yanlış çevirisi. 2001 krizinden birkaç ay evvel, gelecek on yılı görebildiklerini söyleyen bırkanız yapsınlar, bırakınız geçsinler iktisatçıları, bugün, yeni krizin geleceğini öngörmediler, göz göre göre gelmekte olan krize dair birşey söylemediler.
12.kapitalizm, kendini değiştiriyor. kriz, büyük ölçüde, kapitalizmin değişim sürecinin bir fonksiyonu olarak ortaya çıktı ve değişim sürecinin tamamlanması ile sona erecek.
13.türkiye'de kriz, global krize bağlı olarak başladı ve devam ediyor. türkiye iktisadı, dışardan gelmekte olan yabancı para ile işliyor. son devrede, türkiye iktisadına, kaynağı belirsiz olarak tanımlanan kategoride, yeteri kadar yabancı para girdi. türkiye'de bir para krizinin olmaması için, para girişinin sürekli olması ve yeteri kadar yüksek sayıda gerçekleşmesi gerekmektedir. türkiye iktisadına para girişi olmadığı anda, para krizi olacaktır.
14.edebiyat, kendi üstüne katlanmış, söylediği şeyden başka birşey söylemek isteyen ikinci bir dil olarak biliniyor, edebiyat, ikinci bir dil, iktisat'ın dilinin kurulaştırılması, hayati olandan kopartılması, bir işlev nedeni ile olmalı, yükleme yapılıyor. şaşırmak, felsefi bir bakış açısı değildir.
15.benjamin: "tarih, bir inşaa faaliyetinin nesnesidir. yapı, homojen ve boş bir zamanda değil "şimdi'nin zamanının" doldurduğu bir zamanda yükselir. nitekim robespierre için eski roma, tarihin sürekliliğinden koparılıp aldığı, "şimdi'nin zaman"yla yüklü bir geçmişti. fransız devrimi kendisini roma'nın tekrarı gördü. tıpkı modanın eski giysilere başvurması gibi o da eski roma'ya başvurmuştu. moda hep geçmişin ormanlarında avlanıp güncel olanı yakalar, bir kaplan sıçrayışıyla."
24 Ağustos 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder