Günde 2,5 lira ile yaşamak



 12.05.2012 06:04

“Havanın güneşli olduğuna birinin/bizi ikna etmesini beklerdik”. İsmet Özel.

1980’li yılların sonundayız. Ankara’da bir mekânda, Adorno ve İsmet Özel konuşuyoruz. Birkaç kişiden oluşan bir millet kurmuştuk. Hâyâli bir milletti o.
Karşı masada oturan Elif Shafak, bizim masaya gelmek isterdi. Müsaade etmezdik. Elif Shafak, bir iki kitap dosyası gönderdi. Kitabı yayınlandı. Nasıl oldu kimse anlamadı.
Elif Shafak, geçen sene kitaplarından bir milyon lira kazandı. Helâl olsun! Yılda bir milyon lirayı yazarak kazanmak dünyada çok az sayıda kula nasip olur. Elif Shafak, değiş tokuştan keyif alıyor olmalı.
Ben, geçen sene, en az beş yayınevine kitap dosyamı gönderdim. Tarzları değilmiş. İltifat ettiler.
Sonuç: Bir: Elif Shafak’ın banka hesabına yatan para bir milyon tane Türk Lirası’dır. Benim son üç yılda günlük cep harçlığım ise 2,5 liradır. Olsun o kadar!
Piyasa sistemi, kendi menfaati peşinde koşan insanların sistemidir. Piyasa sisteminde çoğunluk kaybeder. Sistemde, çoğunluğun kaybediyor olması insanların davranışlarını değiştirmiyor. Herkes güle oynaya kaybetmeye devam ediyor.
Amerikan Üniversitesi’nde hocam olan Robin Hahnel ile kampuste yürürdük. Hoca, sınav soru kağıtlarını öğrencilerine dağıtır ve sınav salonunu terk ederdi. Salonda herhangi bir gözlemci olmazdı. Amerikalı’da bir kural vardır: Amerika’da hile olmaz. Amerikalı öğrenciler, gözlemcinin olmadığı sınav salonunda asla kopye çekmezler.
Hoca ile birlikte her zamankinden bir kahve alır, yürürdük. Hahnel, dışa açık ve küçük ülkelerde finansal kriz devresinde şu olayın aynı olduğunu gözlemlediğini anlattı bir keresinde: Global yatırımcılar, dışa açık ve küçük ülkeye güvenlerini bir neden ile kaybettiklerinde ellerindeki para, hisse senedi ve bonoları çıkarmaya başlıyorlardı. Imf, bu durumda, devreye giriyor ve merkez bankası’nın para arzını kontrol etmesi ve memleketteki para arzını yükseltmemesi için o ülkeye baskı yapıyordu. Amaç, daha fazla sermayenin memleket dışına kaçmasını önlemek oluyordu. Aksi hâlde, saf bir şekilde millî paranın değerini korumak için büyük sermaye kayıpları gerçekleşebilirdi.
Imf, memleketi mali iflastan kurtarmak için bir ön-şart ileri sürüyor: şirket, banka ve toprakların yabancıların eline geçmesini kısıtlayan her türlü düzenleme ortadan kaldırılmalıdır.
İki şey vardı. Bir: Değer yitirmiş millî para.  İki: İflas etmiş yerli şirketler.
Olay şu idi: Değer yitirmiş millî para ve iflas etmiş yerli şirketler, global ölçekli şirketlerin onları satın almalarına uygun hâle getirilmişti.
Adorno ve İsmet Özel ile ilgili bir hâyâli millet kurmak ve Amerikalı Robin Hahnel ile iktisat konuşmak nedeni ile hâk etmiştim günlük 2,5 lira cep harçlığımı.
Dünyada hiçbir şey tesadüf değildir. Tesadüf ise mahvolduk demektir.  


Selâm ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder