‘Birşeyi elde etmek istiyorsan onu kendin için isteme’.
Cibran
Türkler, kaçıp gitmek istiyor. Kaçmak isteyenler için, Türkler, kaçılacak yerin neresi olduğunun bir önemi yok. Kaçmak, kurtulmak olarak görülüyor. Başka bir hayata başlamak. Tekrar, bir oyun olarak tekrar, Türklerin kaçış nedeni. Fark, yok, oluşturulamıyor. Türkler, yalnızca kaçıp gitmeyi mi düşünürler, sorumluluklardan, işten yırtmak isteği mi, yorgunluğun oluşturduğu bir dinlenme programı mı, yoksa Türkler kaçmayı gerçekten arzuluyorlar mı?
Deleuze’e göre, kaçmak, hareket etmek değildir, olduğu yerde kaçış hareketi yapmak mümkün, göçerler, hareket etmeyenlerdir, oldukları yerde durdukları oluyor. Hiç kımıldamadan seyahet etmek mümkün. Bir kişilikten başka bir kişiliğe geçi bu türden bir seyahat. Bir milletin kendi kültüründen bir başka kültüre geçişi de böylebir seyahet, hareketsiz.
Guattari ile birlikte yazdığı iki ciltlik kitapta, kitabın adı, Kapitalizm ve Şizofreni’dir, Deleuze, kapitalizmin dışında kalanların yalnızca şizofrenler olduğunu vurgular, çıkış yok görünüyor, kapitalizmden yalnızca şizofrenler paçayı kurtarabiliyor, karşı çıkışlar hiç bir zaman bir şey getirmiyor.
Türkler, kaçtı. Dûnyanın her yerinde Türkler, var, Türkler, iktisat yüzünden Almanya’ya kaçtı, Hollanda’da, Fransa’da, Türkler var, Amerikalılar, A.b.d.’deki Türkleri yüksek tutarlar, yalnızca A.b.d. ve Kanada’da yarım milyon yerleşik Türk var, 1980 darbesi ile kaçan Avrupa’ya kaçan Türkler oldu. Türkler, heryerde.
Tam bir dağılma durumu.
Türkler, tarihseldirler, gelecek kaygılıdırlar ve geçmişle iligili çözümsüzlüklerini her yere taşırlar, Türkler nereye giderlerse gitsinler, kimlik problemlerini yanlarında götürürler. Türkler, kısa vadeli düşünürler ve olaylara kısa vadeli yaklaşırlar, çocuklarını çok severler, yalnızca kendi çocuklarını severler, toplumsal fayda Türkler’de bir hedef değildir, gelecek Türklerde yalnızca bir endişe kaynağıdır ve Türkler gelecek için bir ağaç dikmek, temel atmak, kütüphane kurmak, şehir inşaa etmek, peşinde olmadılar. Son devirde. Son devir, modern zaman, anlamında.
Son zamanlarda Türklere ne oldu, sorusunun cevabı iki’dir. Bir: Türkler, Batı’ya doğru giderken, 1683, Viyana önlerinde durduruldu. İki: Türkler, kapitalizmle karşılaştılar. Bir, durdurulma. İki, karşılaşma.
Tekrar ve farksızlık şu: 1683’deki durdurulma karşısında Türk, yol bulamadı. Bugün Türklerin sorunu bir büyük yolsuzluk oluyor, ilerlemek ama nasıl, soru açık. İlerlemek, sorusu kapitailst ilerlemek dışında olmalıdır, Türkler, kapitalizmin ahlaksızlığını bilirler, kapitalist bir ilerlemede bir hayır olmadığına inanırlar. Yolszuzluk bir farksızlık durumu yarattı. Durum, Batı karşısında kredi ile ayakta kalmaktır. Kredi, ertelemek demek oluyor.
Erteleniyor.
22 Haziran 2011
Cibran
Türkler, kaçıp gitmek istiyor. Kaçmak isteyenler için, Türkler, kaçılacak yerin neresi olduğunun bir önemi yok. Kaçmak, kurtulmak olarak görülüyor. Başka bir hayata başlamak. Tekrar, bir oyun olarak tekrar, Türklerin kaçış nedeni. Fark, yok, oluşturulamıyor. Türkler, yalnızca kaçıp gitmeyi mi düşünürler, sorumluluklardan, işten yırtmak isteği mi, yorgunluğun oluşturduğu bir dinlenme programı mı, yoksa Türkler kaçmayı gerçekten arzuluyorlar mı?
Deleuze’e göre, kaçmak, hareket etmek değildir, olduğu yerde kaçış hareketi yapmak mümkün, göçerler, hareket etmeyenlerdir, oldukları yerde durdukları oluyor. Hiç kımıldamadan seyahet etmek mümkün. Bir kişilikten başka bir kişiliğe geçi bu türden bir seyahat. Bir milletin kendi kültüründen bir başka kültüre geçişi de böylebir seyahet, hareketsiz.
Guattari ile birlikte yazdığı iki ciltlik kitapta, kitabın adı, Kapitalizm ve Şizofreni’dir, Deleuze, kapitalizmin dışında kalanların yalnızca şizofrenler olduğunu vurgular, çıkış yok görünüyor, kapitalizmden yalnızca şizofrenler paçayı kurtarabiliyor, karşı çıkışlar hiç bir zaman bir şey getirmiyor.
Türkler, kaçtı. Dûnyanın her yerinde Türkler, var, Türkler, iktisat yüzünden Almanya’ya kaçtı, Hollanda’da, Fransa’da, Türkler var, Amerikalılar, A.b.d.’deki Türkleri yüksek tutarlar, yalnızca A.b.d. ve Kanada’da yarım milyon yerleşik Türk var, 1980 darbesi ile kaçan Avrupa’ya kaçan Türkler oldu. Türkler, heryerde.
Tam bir dağılma durumu.
Türkler, tarihseldirler, gelecek kaygılıdırlar ve geçmişle iligili çözümsüzlüklerini her yere taşırlar, Türkler nereye giderlerse gitsinler, kimlik problemlerini yanlarında götürürler. Türkler, kısa vadeli düşünürler ve olaylara kısa vadeli yaklaşırlar, çocuklarını çok severler, yalnızca kendi çocuklarını severler, toplumsal fayda Türkler’de bir hedef değildir, gelecek Türklerde yalnızca bir endişe kaynağıdır ve Türkler gelecek için bir ağaç dikmek, temel atmak, kütüphane kurmak, şehir inşaa etmek, peşinde olmadılar. Son devirde. Son devir, modern zaman, anlamında.
Son zamanlarda Türklere ne oldu, sorusunun cevabı iki’dir. Bir: Türkler, Batı’ya doğru giderken, 1683, Viyana önlerinde durduruldu. İki: Türkler, kapitalizmle karşılaştılar. Bir, durdurulma. İki, karşılaşma.
Tekrar ve farksızlık şu: 1683’deki durdurulma karşısında Türk, yol bulamadı. Bugün Türklerin sorunu bir büyük yolsuzluk oluyor, ilerlemek ama nasıl, soru açık. İlerlemek, sorusu kapitailst ilerlemek dışında olmalıdır, Türkler, kapitalizmin ahlaksızlığını bilirler, kapitalist bir ilerlemede bir hayır olmadığına inanırlar. Yolszuzluk bir farksızlık durumu yarattı. Durum, Batı karşısında kredi ile ayakta kalmaktır. Kredi, ertelemek demek oluyor.
Erteleniyor.
22 Haziran 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder