'peki tümünün neden kibar olduklarını biliyor musunuz? korkuyorlar, anlıyor musunuz? bu yüzden hiçbir şeyi açıkça göstermeye cesaret edemiyorlar.'
george bataille Her insan kendi hayatını bir öyküde ya da romanda bulabilir. Öykü, roman yaşamın imkan aralığıdır. Gerçekler, öykü ve romanla yarışmaz. Gerçekler, öykü ve romanın içindedir. Gerçekleri, öykü ve romanın haricinde arayanlar yorgun olanlardır.
Yunan uygarlığı yüksek varsayılır. Yunan uygarlığının büyük ismi Platon'dur. Platon'un en öndemli eserinin adı Rubuplic'tir. Bir Türk, Republic'i, Devlet olarak Türkçe'ye çevirdi. Türkler, Republic'in Devlet olmasına itiraz etmediler. Platon'un 'Rebublic' isimli kitabının Türkler tarafından neden 'Devlet' olarak adlandırıldığı açık olmalı. Platon, Rebublic'teki konuşmacıya şehirde politika yapacak adamın en az 50 yaşında olması gerektiğini söyletir. Platon, bir adamın 50 yaşına kadar politika konusunda ancak eğitilebileceğini düşünür. Politikacı adayı, Platon'a göre, matematik bilmelidir. Dahası, politikacı adayı rasyonel tartışmak yeteneğini geliştirmek için beş yıl dialektik eğitimi almalıdır.
Felsefe ve matematik bilmeyen politikacı olamıyor. Kaportacıların işi kaportadır. Bazı ülkelerde kaportacıların politika işine girdikleri anlaşıldı.
Politika, Yunan uygarlığı ile yükseldi.
Türkçe'de yaygın varsayım, gençlerin politika yapmalarının daha iyi olacağıdır. Kimin için daha iyi? Varsayıma göre gençler için. Gençler neden politika yapsınlar?
Esas olan kurtuluştur.
Siyaset tehlikeli bir geçiş, tehlikeli bir hayat, tehlikeli bir bakış açısı, tehlikeli bir algılayış ve tehlikeli bir durmak eylemidir.
İnsan, köprüdür.
Siyaset bir köprü inşaatı, bir ilişki oluşturulması, bir geçiş imkanı yaratılması ve bir batış ihtimalidir. Kurtuluş, batmadan karşıya geçmektir. Kurtuluş, köprü kullanmaktır. Geçişte büyük aşağılayıcılar en üstte olanlardır. Büyük aşağılayıcılar, tehlikeyi görürler ve uyarırlar. Uyarıcılar, büyük aşağılayıcılardır. En çok sevenler uyarıcılardır. En çok korkanlar büyük aşağılayıcılardır.
Kendine güvenmek üç kelimedir: Almak, vermek ve istemek. Almak, karşındakinin iradesini kabul etmek dışında almaktır. Vermek, birikimli geri dönüş beklemek değildir. İstemek, hakkına sahip çıkmaktır. Kendine güvenmeyenlerin karşıya geçmesi imkansızdır.
Kendine güvenmeyen, batışı arzular. Batışın gerçekleşmesini sağlamak için çalışan kendine güvenmeyendir.
Şimdiki zamanda yaşayan kendine güvenen oluyor.
8 Nisan 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder