24.09.2012 00:02
“şaşırmak büyük nimet
şaşıramıyorum o halde varım”. cihat duman.
erdem ve ahlâksızlık
kendiliğinden bilinir. nasıl bilinirse bilinir.
hakikatin kanıta
ihtiyacı yoktur. hakikat yalnızca görülür. nasıl görüldüğünün bir açıklaması
yapılamaz.
ismet özel,
anlatmıştı. kapı çalar. adam, çalan kapıyı açar. kapıyı çalan, ben hakikatim,
der. kapı’yı açan kapıyı hakikatin yüzüne kapatır. hakikati
beklemiyordur.
tartışmak, saçma bir eylemdir.
adı tv olan, bir aptal kutusunda tartışma programları olur. soğuk savaştan
sonra ilk tartışma programı ‘kırmızı koltuk’ adında idi. kırmızı bir koltuk ve
karşısında bir altan olurdu. ilk saçmalık kırmızı koltuk ile başladı. saçmalık
devam ediyor.
tartışma, görmeyenler
ve duymayanlar içindir. ne işe yarar? bittabiiki hiçbir işe.
ahmet hakan’ı tartışma
programı idare ederken izledim. şaşırdım. ta ne ta ne konuşuyordu. konuşma ve
anlama aksaklılara konuşuyordu.
aksaklılık.
karşındakini düşündüğünden
/tarttığından değil, karşındakinin kim olduğunu, ne olduğunu hemen anlarsın.
düşünme ile değil. yansıma ile. insan insanda yansır.
anladığını doğrudan
söyleme. karşındaki korktuğundan saldırabilir. çıplaklık korku verir.
söylerken ton önemlidir.
kelime değil, kelimeler değil, ton.
ton inanılmaz bir
tekniktir.
mark twain evinde
küfürlü konuşuyor. her ân bir yeni küfür. karısının aklına bir fikir gelmiş.
mark’ı kendi silahı ile vurmak. “neden şu purolarını bir aptal gibi her yere
koyuyorsun?” diye bağırmış. mark, yazıya ara vermiş, başını kaldırıp, “hayatım”
demiş, “sözleri öğrenmiş olabilirsin ama tonu asla tutturamayacaksın.
italyanlar sokakta
birbirlerine bağırmaya bayılırlar. bir gelenektir. her milletin sporu farklı.
italyanların hakikati aramaz. fransızlar da aramaz. almanlar da. ya türkler?
türkler de öyle.
kitle çıkmaz yolda
ilerlemeye çalışır. yol bulmuş olsa dahi o yol hakikat yolu değildir. kitle
yalnızca taleplerinin yerine getirilmesini ister. hakikat için cesaretsizdir.
ve şiir okumaz.
başkalarının ne
söylediğinin ne önemi olabilir?
başkaları, sabit
değildir. değişkendir. tıpkı ekonometrideki bir değişken gibi. zamanın/mekânın
bir fonksiyonu olarak değişirler. başkalarının ânlık söylediklerini
genelleştirmek ve kendine uygulamak büyük hata. ölümcül olanı.
görülen bir şey hayali
dünyanın parçasıdır. yalnızca bir parça. bütünün bir parçası. sen yalnızca
seyrediyorsun. olayın içinde değilsin.
dahil olmak mümkün.
yalnızca hakikati gördükten sonra.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder