Türklerde 1683’ten beri değişen bir şey yok


 17.11.2012 01:43

 “trenler kalkarken nasıl davranılırsa öyle davrandık”. kafka.

kırmızı ışık’ta bekleyen bir araca arkadan gelen bir araba çarptı. çarpan aracın sürücüsü indi, ilk cümlesi şu oldu: geçerim sandım.
türklerin meselesi işte bu: sanmak.
hâyâli bir fizik.
batı, kırmızı ışık demektir. batı, hız ve fren kullanımı/ idaresi /ilişkisi, demektir. aksi hâlde makinaların çalışmasında sıkıntı olur.
sıkıntı!
sandım, olmaz.
fizik kanunlarına karşı olmak?
çok önemli bir adam konuştu. kazaya maruz kalan helikopter, dedi .
helikopter maruz kalan değil, kazayı yapandır.
 enfasyon rakamları olmaz, enflasyon sayısı olur. sizin 9,7 dediğiniz şey bir sayıdır ve 9 ile 7 rakamlarından oluşur.
teori.
1683’te türkler viyana önünde durduruldu.
1683’ten beri türkler herhangi bir meseleyi halledemediler.
1683’ten beri sorunlar/ konular, aynı. ordu, medeni kanun, üretim, kırmızı ışık, fizik kanunları, sayı/ rakam farkı, dil, felsefe, kaldırımlar, özel mülkiyet, hürriyet, tarım, sanayii, bölüşüm, savaş, siyaset, ahlâk, kömürden zehirlenmeler, üniversite, basın, sağlık sistemi, yolsuzluk, adaletsizlik, fakirlik ve ölçüler ve ayarlar meselesi.
şu ânda viyana önündeyiz. bu iyi haber.
tercüman’ın alt sloganı varıdır. anlam olarak: dünya her sabah yeniden kurulur/ her sabah taze bir başlangıçtır.
miras diye bir şey var. kalıyor. maruz kalmak.
devlet bir silgi değildir. 
sandım, meselesi, geleneğe katılmak için bir imge olabilir. karşı çıkarak dahil olmak. çocuklar da öyledir.
türk, batı’ya katılıyorsa yok olacağız demektir.
yok olsak ne olur?
1683 ile irtibatlı ilk hareket olur.
türklerde çok parti var. eline bir bayrak alan parti kuruyor.
derebeylik rejiminin simetrisi oluyor.
her sokak başındaki taksi durağı bir derebeyliktir. her meydandaki kokoreççi. belediye reisi, şirket patronu, rektör, doktor.
karşı çıktığın şeye dikkat etmek/ özen göstermek bir erdemdir.

kalbî selâm ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder