03.11.2012 00:01
“dünyanın kimliğini saptamak gereksizdir.
şeyleri uykuda ya da kendi mevcudiyetlerinde bulunmadıkları çok farklı bir
durumda kavramak gerekir”. baudrillard.
kıyamet ,kopacak. kıyametin kopması
yakındır.
özal zamanında, türkiya, dışa
açtırıldı. mal ve sermaye hareketleri serbestleştirildi. para hareketleri
de. vitrinler mal doldu. satış yapılabilmesi için borç alındı. dışarıdan.
içeride satın alma gücü oluşturuldu.
cengiz çandar, türkiya’da borçlanmanın
demirel ile başlatıldığını yazdı. cengiz çandar bir iki istatistik tablosuna
baksaydı görebilirdi. cengiz çandar için, bakmak eksiklik değildir.
özal, 1980 öncesinde göreve getirildi.
borç ertelendi. karar alındı. ordu devlete ve millete el koydu. hep bu
kararların uygulanması için. özal, terfi ettirildi.
devletin bütçe açığı veriyordu. özal,
vergi almadı. sermaye sahiplerinden vergi olarak alması gereken parayı borç
olarak aldı. bir de faiz ödedi.
çok sayıda zengin türk var. amerika’da
, isviçre’de oturur, yaşar. türkiya hazinesinden paraları aldıktan sonra
türklükten ve türkiya’dan kaçmıştır. bir tahmine göre, türklerin isviçre
bankalarındaki toplam parası türkiya’nın dış borç stoku kadar.
bir de fakirler var. yoksullar,
işsizler, ezilenler, sessizler, ekemeyenler, dikemeyenler, çalıştırılmayanlar.
bayram öncesi annesi ile telefonda
konuşan bir türk genci, parasızlık dedi, telefonda ağladı. olayın üzerinden o
kadar zaman geçti. ailesinden ayrı ve parasız bir bayram.
şehirleşme diye bir şeyin varlığından
söz edilir. şehir adı verilen yerde yaşayanların sayısının artması şehirleşme
oluyormuş.
siz söyleyin biz de inanalım.
bir yerden bir yere ulaşamadığınız
büyük bir köy. kafanı kaldırsan kaldırım yok, bulvar yok, park yok, kültür yok,
kütüphane yok. bina ve insan. bir de bu işten kazanan müteahhit, belediye
başkanı, emlak komisyoncusu, arsa zengini, terbiyesiz taksici.
özal, demişti, şehirlerin çehresi
değişti, türkiya kalkınıyor, demişti.
türkiya, kalkınmadı. türklerden bazı
türkler seçildi, seçilen türkler kalkındırıldı.
gelir dağılımı bozuldu.
bu ülkede kendisine ayda 100 bin lira
verilen bir gazete yöntecisi var. siz, bin lira aylıkla çalışmaya razısınız ve
iş yok. o gazete yöneticisi devşirildiği toplumda insalanların bin lira aylıkla
iş bulamadıkları gerçeğini gazetesinde yazmaz. yazmamalıdır.
sessizlik.
fransa’da şahane bir üniversiteyi
derece ile bitiren bir türk, geldi, bin liraya iş bulamamış, aylardır,
harçlıksız dolaşıyor kasabada.
sessizlik.
fazıl hüsnü dağlarca’nın konya’daki
babaocağının yerine de bir elektrik trafosu kondurmuşlar.
sessizlik.
buadrillard’ın dediğine göre, dünyanın
kimliğini saptamak yararsızdır da.
neyse ki, diyor, baudrillard, bize
görünen nesneler hep daha önceden kaybolmuş nesnelerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder