kahve kahvedir/ kimlik değil karakter

 28.12.2012 00:00

türkiya’da okumak imkânsızdır.
okumak için okunur, okumak, bir amaç için okumak, okumak değildir, zihin nasıl çalışır, fizikötesi alanda nasıl ilişki kurar, bilemiyoruz, okumak, zihne ilişki kurması için imkân verir, insan farkında olmadan düşünür.

mahalle, okutmuyor. mahalle ve alış veriş merkezi. bir de kadınlar.

express, ekim kasım aralık 2012, tarihli, sayısıda besim f. dellaloğlu, bir işaret fişeği fırlatıyor. nihat genç’in bu topraklarında. göğe. görülebilecek kadar yükseğe. bir iki kişi görecektir.
besim f. dellaloğlu, türk kahvesi ile espresso kahvesi, kelimelerini kullanıyor. muhteşem.
dellaloğlu: “kavramlar ve kurumlar tarihseldir. shakespeare’ben batılı biriyim’ demiyordu ya da mevlâna ‘ben doğu’nun şairiyim’ demiyordu. medeniyet kavramının ortaya çıkışı, ‘civilisation’ kelimesinin sözlüklere girişi 1700’lü yıllarda oluyor batı’da. ‘civilisation’ kavramının ortaya çıkışı, batı’nın kendine doğu inşa etme süreciyle paraleldir. bu tarafsız bir kavram değildir, medeni olanlar/ medeni olmayanlar ayrımına dayanıyordur. ‘civilisation’ batı’nın kendine verdiği addır. oryantalizm batı’nın doğu’ya kendisinden bir öteki yaratmak için küçümseyerek baktığı göz demektir. doğu-batı kavramlarının içideki tarihselliği görerek mümkün olduğu kadar tırnak içinde kullanmalıyız.  doğu ile batı’yı komplekslere kapılmadan birer beslenme kaynağı olarak alıp kendilik üretmeliyiz. kimlik daraltıcı ve ve hapsedici bir kavramdır. buna rağmen, toplum olarak kimlik konusuna o kadar takıldığımız anlar oluyor ki, bir türlü kendimizi gerçekleştiremiyoruz. bir kimliğin  içinde yetinmemiz, algılarımızı kimliklerin esaretinde oluşturmamız bir eksiklik halidir. tanpınar’ın bu komplekslerden uzak olduğunu düşünüyorum. kimlik insanı değildir tanpınar, aksine kişilik insanıdır. ‘arada kalmışlık’ bence tanpınar’ı tanımlamaz. tanpınar arada kalmış bir yazar değildir, doğu’nun da batı’nın da farkında olan ve budan kendilik üreten bir yazardır”.

bir: besim f. dellaloğlu, tanpınar ve benjamin’i birlikte okuyarak radikal bir şey yaptı. radikal, gerçek anlamında. hakikat.

iki: besim f.dellaloğlu’nun gramsci’yi okuduğunu hissediyorum, çok açıklayıcı bir yöntem sahibidir.

üç: medeniyetler çatışması değil, bir ilişki ve bütünleşme süreci var ve the durum, türklerde yanlış görülüyor.

dört: batı/ doğu’yu anlamak, tarihi bir yana bırakarak değil, tarihî önyargıları bir yana bırakarak mümkün. sakin bir ruh hâleti ile. namus/ ahlâk meselesi değil, bir zevk/ yöntem/ varoluş meselesidir.
beş: batı/ doğu’yu anlamadan türkçü islâmcı/ sosyalist olmak imkânsızdır. dışarıdasınızdır.

selâm ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder