29.12.2012 01:01
“algılarımızda üst düzeyde bir beğeniye
dayalı açıklık ve seçiklik olmasaydı her zaman baygın halde kalacağız demektir”.
leibniz.
insan, uyku hâlinde.
ne kötü.
sonsuza kadar uyku
hâlinde kalmak ister, istediği tek şey, uyku. dalgın kadınlar ve muhasebeci
adamlar.
dalgın kadınlar,
neruda’nın teorisi ile noterlerle evlenirler. muhasebeci adamlar, başkalarına
para kazandırırlar. kendilerinin kazanıp kazanamayacağını bilmezler,
denememişlerdir, uyku hâli. birkaç kuruş tırtıkladıklarında kendilerini mutlu
hissederler, hırsızlık, küçük adamlar sanatıdır.
büyük adamlar,
kapitalistlerdir.
ve büyük adamlar, ilk
beş sene nasıl kazandıklarını asla açıklayamazlar. İlk beş sene sonrasında
sermaye, kanunlara bağlı olarak büyür, piyasa mekanizması, teknolojik dönüşüm,
talep yapısı, savaşlar ve insan psikolojisi.
uyku hâlindeki çoğunluk
versus uyanıklar arasındaki alış veriş, sermaye akımlarını oluşturur, zaman ve
mekân itirbari ile.
uyku hâlindeki çoğunluk,
okul’da okuduklarına inanır/ onları kullanmaz/ onları kullanmayı aklına
getiremez/ onlara inanır ve the inanç, uyanlıklar için uygun bir doktrindir,
işte bu, para kazanmak için, uyku hâlindekilerin parasını elinden almak için
the doktrin’e gerek vardır, uyanıklar, yalnızca vahşi doğa kanunlarına
inanırlar.
kapitalizm, komünizmden
daha sert, radikal, acımasız ve inançsız. meselâ, kapitalizmin bir ahlâkı
yoktur ve her türlü ahlâk karşıtı bir sistemdir. roma’da bin yıllık uygarlığın
çökmesi, sistemin efendilerinin endişesi değildir, neden olsun?
büyük çoğunluk,
italya’da, birleşik devletler’de sessiz. küçük tepkili. kısa. minik. amerikan
kapitalizmi, amerikalıların bir gün mutlaka zengin olacaklarına dair kesin
inançları ile işler.
bilinç, nedir?
bir başkası, gözlemci,
iktidar, öteki, baba, kapitalizm, toplum, tarih, bize yüklenilen şeyler,
yazılım, varsayımlar, bilinen modeller, gelenek, inanç, doktrin, ideoloji,
program ve başka şeyler.
altüst, isimli beğediğim
derginin ekim kasım 2011 sayısında, büyük adam, irvin cemil schick’ın yazısı,
muhteşemdir.
the yazı’dan:
‘amerikalılar kapitalizmi sever, ama kapitalistleri değil; serveti severler ama
zenginleri değil. yani aslında sistemi değiştirecek potansiyel vardır
amerika’da, ama bunu yönlendirecek doğru dürüst bir muhalefet yoktur.
cumhuriyetçi parti ile demokrat parti aynıdır demiyorum; bazı açılardan
aralarında farklar var. ama bu farklar nicelik farklarıdır, nitelik farkları
değil. niteliğe gelince her ikisi de sermaye partileridir. asıl mesele, siyaset
hayatının bu iki partinin tekelinde olduğu, medyanın aynı ideolojiyi paylaştığı
bir ortamda dönüştürücü bir siyasal hareketin nasıl örgütlenebileceğidir’.
2013’te nasıl para
kazanılır, sorusunun bir pratik yanıtı vardır. para kazanmak hedef olmamalı.
para peşinde koşanların yüzde 95’i para kazanamaz, kazanamıyor.
uyku hâlinden
kurtulmak gerek. uyku hâlinden nasıl kurtulunur? bir: erken kalkmak
gerek. tanrı, erken kalkanlarla beraberdir. iki: ekmek, yememek gerekir.
türkleri uyuşturan ekmek yemektir, eve ekmek alınmamalıdır. üç: sigara
tüttürülmemelidir, sigara, en büyük sahte rahatlatıcıdır, gerçeklikten
kopartır.
kitle, para
harcamadığında, ötekiler para kazanamaz.
mesele, sadeleşmektir,
yarmaktır,
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder