osmanlı neden çöktü?

 26.03.2013 00:00

 “gündüz düş görenler, sadece gece düş görenlerin kaçırdığı, pek çok şeyin farkındadır”. poe.

bir rüya gördüm.
londra’da oluyoruz, karaliçe, londra metrosu’nun 150.kuruluş yıldönümü nedeni ile iki türk, ben deniz ve zafer toprak, törendeyiz.
zafer toprak: “millî iktisat ikinci meşrutiyetle birlikte başlıyor. daha sonra değişik adlarla varlığını sürdürüyor. cumhuriyet’le devletçilik, karma ekonomi yapılara bürünüyor. ithâl ikâmesi de millî iktisatın bir parçası bence. 1930’da çıkarılan türk parasının kıymetini koruma kanunu 1980’lere kadar devam ediyor. millî iktisat, 24 ocak 1980 kararlarıyla tam anlamıyla son buluyor”.
kraliçe’nin elini öpüyoruz.
zafer toprak diyor ki: “kuşkusuz millî iktisat ulus-devlet inşaasında önemli bir işlev görüyor. bir toplumsal taban, kendine göre bir burjuvazi oluşturma çabası içinde. dışa karşı bir direnişi gündeme getiriyor; kapitülasyonların kaldırılması anlamına geliyor. kısacası millî iktisat bir tür liberal ekonomi düşüncesine karşı bir kalkınma hareketi”.
millî, kelimesi, önemli oluyordu. artık değildir. millîcilerin olduğu söylenirdi. eskiden.  duyardık.
zafer toprak hoca, devam ediyor: “bu sadece türkiye’de gerçekleşen bir şey değil; dünyanın dört bir yanında aynı dönemde ‘küresizleşme’ dediğim olay meydana geliyor. latin amerika’da da var o tarihlerde. ama tabii türkiye’nin öncü bir işlevi var bu konuda, onu da unutmamak gerekiyor. yani jön türk devrimi önemli bir devrim. o bağlamda baktığımızda, bu küresizleşme sürecine büyük oranda 19.yüzyılın sonu itibariyle gidiliyorsa da, özellikle liberal iktisat öğretisinin bir ölçüde tıkanması ve siyasetle iktisatın birlikte ele alınışı ile birlikte, serbest ticaret anlaşmasına büyük tepkiler geliyor almanya, abd ve kanada gibi ülkelerden. küresizleşmenin ilk evreleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor ama asıl olay birinci dünya savaşı. ülkelerin savaş ekonomilerine geçişi ve savaşı finanse etmek için sanayiilerini büyük ölçüde savaş araç gereçlerine yönlendirmeleri, kendi içlerine kapanmalarına nenden oluyor. öbür taraftanda da savaş finansmanı eskisi gibi sınırlı bütçelerle gerçekleştirilmesi imkânsızdır. altın standardı bir kenara bırakılıyor, herkes para basmaya başlıyor, devlet ekonomiye müdahale ediyor, bir anlamda hemen tüm savaşan ülkelerde devletçilik gündeme geliyor. yani millî iktisatı ve devletçiliği biz keşfetmiyoruz. bizim keşfettiğimiz bir şey var; o da enflasyon. bu konuda hakikaten öncülük ediyoruz. savaş sırasında tek bir yılda yüzde 400 fiyat artışıyla enflasyon terimini literatüre kazandırıyor. savaşın üç türlü finansman yöntemi var. ya olağanüstü vergi ihdas edeceksin; ingiltere bunu yapıyor. ya almanya gibi savaş sonrası ödemek üzere halkına borçlanacaksın. ya da bunları yapmazsan para basacaksın. osmanlı bunu yapıyor; kağıt para basıyor. dolayısıyla her ülkede fiyat yükselişi var ama türkiye’deki gibi değil . enflasyonda liderlik savaş ertesi savaş tazminatının ödenmesi sırasında almanlara intikal ediyor”.
osmanlı neden çöktü?
zafer toprak: “osmanlı’yı çökerten, cihan harbi değil, cihan harbinin beraberinde getirdiği toplumsal çöküntü ve sınıfsal yapılanma. geleneksel dengeler büyük ölçüde bozuluyor. savaş enflasyonu  işçisi, köylüsü, emeklisi, kısacası sabit gelirlileri, büyük ölçüde yoksullaştırıyor; osmanlı’da orta sınıf tamamen yok oluyor. tıpkı 1923 alman hiperenflasyonunun orta sınıfı yok ederek hitler’i iktidara getirişi gibi, osmanlı’da geleneksel dengelerin çöküşü osmanlı’nın sonu oluyor”.

hayırdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder