sevgili türkler iki savaş arasında türkler ve çırpınmalı amerikalılar



‘sözün yanıldığı yerde hiçbir şey olmaz’. gallimard.

‘böylesine yamuk ve eğri büğrü köşegenli bir topluluk’ta , yirminci yüzyılın sonlarında bile çözülmemiş bu aşirette ‘marjinallik’ denilince benim aklıma hemen alev alev yanan bir çember gelir. ateşten!’.ece ayhan.

abd ve türkiya, iki ayrı devlet varsayalım, ortak bir özellikleri var, masa başında kuruldular. masa başında kuruldu, demek, devlet kurmak yeteneğinde gücünde olanlar olmalı ve bir masa. masa, karşılıklı müzakere, demek oluyor. 
kısa not. müzakere, türklerde olmayan bir eylemdir, savaş öncesinde ve küçük kaynarca ile savaş sonrasında yapıldı. türklerde savaş tarihi 
yazılmadı. bilmiyoruz. 
bir şey var. türkler, sözleşmesiz. mukavelesiz. 
yarın görüşürüz/ seni ararım!
bilge kağan, haber verdi, türkler yarınsızdır ve plan yapmazlar. yalnızca savaş ve savaş hilelerinin savaşta değil barışta kural olduğu bir biçim.
sermaye birikiminin sağlanmamasında ve hukuksuzlukta belirleyici olan kültür.
amerika, parçalardan oluşur. amerika’yı amerika yapan parçalı oluşu değildir parçalılığın kendiliğindenliğidir.
amerika, göç alıcıdır. amerikan inkişafının gerçekleştiği 19. yüzyıl bir göç tarihidir. her bir parça kendini koruyarak bütün olanla ilişkiye geçti. piyasa ya da  şemsiye.
avrupa’da doğal olarak/ normalde bir bütünsellik vardır. avrupalıda parça hissi yoktur. 
amerikalı parça hissine sahiptir ve bütün konusunda fikir sahibi olmak durumundadır. abd’yi kuran müzakere olayının dinamiği bu fikir. bütün yoktur ve bütün olmalıdır. bütün olmalı, çünkü, siyaset, dünyaya meydan okuma, ölçek iktisadı, tarihsizlik ve rüya.
çırpınmalılık var.  parça, göçten gelen parça, kendi durumunu normal görür ve bütünle irtibat talep eder. 
eyalet ve azınlık. birey ve amerikalı olmak.
bir harvard mezunu, harvard’ta konuştu, amerikalı olmak zihinsel bir durumdur tıpkı evli olmak gibi, dedi. bir dua türü olmalı. en kişisel yaşam öyküsü kolektiftir.
bir fark var. amerika, seçer. coğrafyadan ve tarihten. bulur. birleştirir. türkiya, göç ve dinamiklere maruz kalır. türklerde 
türklerin yeni’yi ne yapacağını bilememesi ve yeni merakı, bilge kağan teorisdir, gelenek oluşmasını engeller.
dili bozmak gerekir. bir bütün olan dilin içinde bir başka dil ile kaçış mümkün. orada oldu. burada da olur. aynı dünya. heterojen parçalar bütünü olan dünya. 
eğer orası amerika burası türkiya dersen; bilim, düşünce ve şiir imkânsızdır. 


Haziran 2014, Fin Fanzin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder