‘işte kaatiller çağı’.
rimbaud.
bir süredir uyanık olmalıyım, yataktayım, kalkmak için bir fikir gerekli, müzik ya da tam demli çay, bir isim, gerekli, kelime, yves saint laurent imgesi hareketlendirdi, bir koku, arzu, bütün kıyafetleri atmak gerek, zamanını bilemiyorum, tv kumandasını gördüm, ekranda bir ajan konuşuyor, oldukça iyimser, oldukça iyimser bir ajandan daha tehlikeli ne olabilir, yapmak imkânını elde etmiş anlamındadır, ilişkilerde fısıldamak etkindir. tv seyretmek bir boşluk yaratır. felsefi düşünmek güçlenmektir.
kaza japonya’da oluyor, bir arabanın çarptığı adam yerden zar zor kalkabiliyor, kendine çarpan arabayı süren adama yaklaşıyor, teşekkür ediyor, olay gerçek, osho, konuşmasında anlattı, gerçekleşme karşısında insanın soylu tepkisi onaylamak olarak anlatılıyor, japon sayılanların oluş karşısındaki teslimiyeti kriz durumu dahil olmak üzere her zaman görüldü, japon olmayanların yapması imkânsız.
uyanıklık onaylanması gerekli bir ruh hâlidir, uyutulmanın politik araç olduğu dünya sisteminde yalnızca deliler normal olarak uyanıktır, uyanmak risklidir, kısa süreli bir bakış yeterli, kendi çıkarı peşinde koşan insanlardan oluşan bir toplumda muhalif bir hareketin oluşması imkânsızdır, kapitalizm karşıtlarının wall caddesi’ne karşı yürüşleri yalnızca güzel bir yürüyüştür, katılmak heyecanlı olmalı, birlikte hareket etmek, ruh, doktrin, dayanışma, o kadar, bir kuşak tasarruflarının tamamını yitirdi, bilmesi gereken bir sözleşme ile irtibatlı olarak. toplum sözlemesi ve iktisadi anayasa.
birikim, deney sonuçlarının toplanması, analiz, ilişkilerin belirlenmesi ve akıllıca hazırlanmış bir eylem planı, gelecek için. gerçekçi ve pratik. 21.yüzyılın onbirinci yılında insan teki ve toplum, bir model oluşturmak durumunda. belirsizlik karşısında, belirsizliğe karşı.
insan aklına karşı bir tehdit olarak belirsizlik global ve birey ölçeğinde. etrafta. faaliyette.
tv’de haber. deprem. van. insanlar, enkaz, ihtiyaçlar, konuşmalar, koşusturmalar, herşey var. bir şey yok: organizasyon. haber, büyük yardımların toplandığına dair. dayanışmadan söz ediliyor. neredeyse sonsuz insan ihtiyaçlarına karşılık yoğun bir yardım kampanyasının varlığı. eksik olan, yardımların yerine ulaştırılamaması, herşey var ve olmayan tek şey, karşılaşma. yetkili ile seyircinin yer değiştirmesi. kaos oluşturuluyor ve kaosa karşı önlem yok. arzu var ve arzuyu karşılayacak arzu var, arz ve talep, problem, arz ve talebin kesişmemesi, arzunun arzuyu karşılayamaması durumu.
yeni, ilk değil, hindistan’daki açlık milyonlarca fakir insanın göçmesine sebep oldu, 1943 yılı, büyük açlık, amartya sen, gerçek iktisatçı, teori geliştirdi, işe yarar her teori gibi basit bir teori, hindistan’daki açlık, insanların üretim faktörlerine ulaşmasını engellemesi ile ortaya çıktı, olanlar, insan gücü ve sermaye, herşey var, engel nedeni ile büyük açlık felaketi oluştu. imkân var ve kesişme yok. hint açlığında, devlet, belirleyici oldu, ingiliz devleti.
deleuze, felsefenin, aptallığı utanılanacak bir şey haline getirmeye yaradığını not etti. deleuze’e göre, aptallık ve alçaklık yeni ittifaklar oluşturuyor.
kaza japonya’da oluyor, bir arabanın çarptığı adam yerden zar zor kalkabiliyor, kendine çarpan arabayı süren adama yaklaşıyor, teşekkür ediyor, olay gerçek, osho, konuşmasında anlattı, gerçekleşme karşısında insanın soylu tepkisi onaylamak olarak anlatılıyor, japon sayılanların oluş karşısındaki teslimiyeti kriz durumu dahil olmak üzere her zaman görüldü, japon olmayanların yapması imkânsız.
uyanıklık onaylanması gerekli bir ruh hâlidir, uyutulmanın politik araç olduğu dünya sisteminde yalnızca deliler normal olarak uyanıktır, uyanmak risklidir, kısa süreli bir bakış yeterli, kendi çıkarı peşinde koşan insanlardan oluşan bir toplumda muhalif bir hareketin oluşması imkânsızdır, kapitalizm karşıtlarının wall caddesi’ne karşı yürüşleri yalnızca güzel bir yürüyüştür, katılmak heyecanlı olmalı, birlikte hareket etmek, ruh, doktrin, dayanışma, o kadar, bir kuşak tasarruflarının tamamını yitirdi, bilmesi gereken bir sözleşme ile irtibatlı olarak. toplum sözlemesi ve iktisadi anayasa.
birikim, deney sonuçlarının toplanması, analiz, ilişkilerin belirlenmesi ve akıllıca hazırlanmış bir eylem planı, gelecek için. gerçekçi ve pratik. 21.yüzyılın onbirinci yılında insan teki ve toplum, bir model oluşturmak durumunda. belirsizlik karşısında, belirsizliğe karşı.
insan aklına karşı bir tehdit olarak belirsizlik global ve birey ölçeğinde. etrafta. faaliyette.
tv’de haber. deprem. van. insanlar, enkaz, ihtiyaçlar, konuşmalar, koşusturmalar, herşey var. bir şey yok: organizasyon. haber, büyük yardımların toplandığına dair. dayanışmadan söz ediliyor. neredeyse sonsuz insan ihtiyaçlarına karşılık yoğun bir yardım kampanyasının varlığı. eksik olan, yardımların yerine ulaştırılamaması, herşey var ve olmayan tek şey, karşılaşma. yetkili ile seyircinin yer değiştirmesi. kaos oluşturuluyor ve kaosa karşı önlem yok. arzu var ve arzuyu karşılayacak arzu var, arz ve talep, problem, arz ve talebin kesişmemesi, arzunun arzuyu karşılayamaması durumu.
yeni, ilk değil, hindistan’daki açlık milyonlarca fakir insanın göçmesine sebep oldu, 1943 yılı, büyük açlık, amartya sen, gerçek iktisatçı, teori geliştirdi, işe yarar her teori gibi basit bir teori, hindistan’daki açlık, insanların üretim faktörlerine ulaşmasını engellemesi ile ortaya çıktı, olanlar, insan gücü ve sermaye, herşey var, engel nedeni ile büyük açlık felaketi oluştu. imkân var ve kesişme yok. hint açlığında, devlet, belirleyici oldu, ingiliz devleti.
deleuze, felsefenin, aptallığı utanılanacak bir şey haline getirmeye yaradığını not etti. deleuze’e göre, aptallık ve alçaklık yeni ittifaklar oluşturuyor.
01 Kasım 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder