İki düşünce imge alanı var. Bir: Günlük olan. Kısıtlı ve canlı. Şimdi ve burada. İki: Sonsuzluk alanında olan. Hep vardı ve olacak olarak algılanan.
Sorun: İki imge alanı arasında bir açık olması. Gap.
Öneri: Günlük olandan sonsuz olana yakınlaşmak. Proxy.
Günlük olay, maruz kalınan oluyor. Camus tarafından yapılan keşif bu. Belirsizlik ortamında yaşayan bugün başına gelenleri şimdi bilemez. Proust’un anlattığı bu. Sonsuzluk imgesi ile irtibatlı düşünce, yolu ve dinamiki sahibi tarafından bilinmeyen düşüncedir. Newton’un söylediği bu.
Sorun kelimesi karşılığı olarak not edilen olay, Lacan’ın jouissance adını verdiği canlılık/ hareket gücü, Lacan’ın ben dediği şeyle irtibatlı bir tehlike içerir. Ben’in, açık karşısında bütünlüğüne yönelik bir risk.
Madde, günlük olanla ilgili. Hareketi sağlayan iktisat, politika ve hukuk. Günlük maddi hayatın halledilmesi, orada yırtmak, sonsuz imge alanının işletilmesi ile mümkün. Ben, sonsuz olanın akılla tutulması ile tehlikeden arındırılır.
Gerçek nedir?
J.-D. Nasio: “Gerçek, gerçeklik değildir. Lacan’da Gerçek ve gerçeklik çok farklı iki bütündür. Gerçek bizi çevreleyen dünyanın eş anlamlısı değildir, yine ruhsal yaşamın içinde konumlandırmamız gereken bir boyuttur. Ruhsal yaşamdaki Gerçek ne imge, ne de imleyendir…Gerçek sürüp giden ve değişmeden kendisine aynı kalandır. Gerçek varlığımızın hep baki kalan tarafıdır”.
Nasio’nun çağrısı şu: Hep baki kalan tarafımız ile sonsuzluk imgesi alanındakini uyumlu hale getirmek.
15 Aralık 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder