06.10.2012 00:00
“o kadar çekingendim ki
her zaman öyle ya da böyle, yapmaktan en çok korktuğum hatayı yapmanın bir
yolunu buluyordum”. nabokov.
“ben hiç okumadım. mesela
orta asya neresidir bilmem”. neşet ertaş.
ileri sürebileceği hiçbir sorun yoktu.
canı sıkılan bir türkçü idi.
bağırdı: tanrı türk’ü korusun ve
yüceltsin!
bağırdığı için tutuklandı.
yıllarca içeride kaldı. yan
kesicilerle, hırsızlarla, katillerle karşılaştı. bir gece olsun kafasını
yastığa koyduğunda huzurlu değildi. arşiv kaybolmuştu, makine çalışmıyordu,
unutulmuştu, zamanın yapısı üzerinde düşünüyor, hürriyet gazetesini okuyordu.
radyo’da aynı türkü çalıyorlardı,
birkaç adam dam’da yeniden dağıtımcı iktisadi bir düzen kurmuşlardı. iktidar
ilişkileri, mevcutların mukayesli vaziyetine göre kurulmuştu. zaman para olarak
geçiyordu. mahkûm ile tutuklu arasında bir sınıf farkı vardı. cürüm hiyerarşisi
kurulmuştu, zaman bir servet olarak kabul ediliyordu, fiziki görünüm potansiyel
savaş gücünü temsil ediyordu, akıl, yalnızca danışmanlık için bir araçtı, hukuk
duyanların durumu iyiydi.
düzen, çoğunluk için kötüydü. çoğunluk
farkında değildi. herkes ölmeye hazırdı.
yeni bir haber, yoktu. haberler, tıpkı
türküler gibi, tekrar ediyordu. ilerleme, yoktu.
dam işte.
damdaki adama göre, yaşam ikiye
ayrılıyordu. ilki, algısal yaşam. lacan’ın tabiri ile, gerçeklik. diğeri ise
erişilemeyen ve görünmez olan, gerçek.
dam koşullarında gerçeklik’e inanan
kalpten göçüyordu. gerçek ise herhangi bir kalp sızısına neden olmuyordu.
neş’ kaynağı idi.
mevcutlar iki partiye ayrıldılar. ilk
parti, gerçekliğe inananların partisi. gerçeklik partisi. ikinci parti, gerçeğe
inananlar partisi. gerçek parti. gerçeklik partililer, gerçek partilileri
mistik olmakla, her şeyi uydurmakla, uydurma şeylere inanmakla ve inandıkları
uydurma şeyleri varsaymakla suçluyorlardı. gerçek partililer, gerçeklik
partilileri pozitivist, kafasız, ruhsuz olmakla suçluyorlardı.
radyo’da yeni bir haber verildi.
dışarıda devrim olmuştu. damdaki gerçeklik partililer, gerçek partililer ve
türkçü, aynı anda sevinç çığlıkları attılar. sevinç kısa sürdü. ortada bir soru
vardı. devrimi kim yapmıştı.
damdaki herkes mahke edildi.
sonuçlar, mahkeme heyeti tarafından
türk milleti adına ilân edildi.
karara göre, gerçeklik partililerin
tamamı hayatlarının geri kalanında acı gerçeklerle kalmaya mahkûm edilmişti.
damdan çıkış yoktu. gerçek partililer, serbest bırakıldı. hâyâlleri tarafından
ödüllendirilmişlerdi.
karar’da türkçü’nün adı geçmiyordu.
unutulmuştu. türkçü, itiraz etmedi. gerçek partililerden, hâyâlcilerden
kurtulmak yeterli idi. gerçeklikler, hâyâllerden daha üstündü.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder