13.08.2012 00:00
“durma kendini hatırlat/ durma göğe bakalım”. turgut uyar.
bir millet bir kuşak ile değişir mi?
şu demek: her bir kuşağın karşılaştığı
millet aynı millet mi?
kilit değişken: değişim nedir?
teori: nüfus artış haddi o kadar yüksek
olabilir ki her kuşak orta yaş devresinde kendi kendini azınlık hissedebilir.
azınlıkta kalan insan teki sırf
azınlıkta olduğundan güvensiz olabilir. güvensizlik ve yabancılaşma. kendini
ait hissetmediğin, bozulduğuna inandığın bir milletin içinde olmak!
türkiya’da bir iki edebiyat dergisi
yayınlanıyor. duvar, onlardan bir tanesi. üç numaralı sayısında bir görüşme
notu var. görüşmeyi yapanlar; akif kurtuluş, enis akın, mahmuttemizyürek.
görüşme yapılan, latif yaz. latif yaz, turgutuyar’ın arkadaşı. konu, turgut
uyar.
latif yaz: “okuduğu hiçbir şeyi
unutmayan bir insandı, çocukluğunda okuduğu masalları sanki o günlerde okumuş
gibi hatırlardı. hiç duyulmamış fıkraları bilir, anlatırdı. son derece zeki ama
bir o kadar da mütavazı bir insandı. ben o zamanlar baş memurum. dairedeki
insanların okumuş olanlarının bile türkçesi çok bozuktu, yazışmalarda ne
dedikleri anlaşılmıyordu. ben o zamanlar kendisinden rica ettim, ‘bu
yazışmalarda senin parafın olsun, parafını görürsem ben okumam imzalarım’.
öteki arkadaşların üç sayfalık yazılarını 4-5 satırda ifade edilir olmuştu.
onun gelmesiyle ben çok rahatlamıştım. o da her türlü gösterişten uzaktı, ben
şairim vb. gibi tavırları hiç olmadı. onu hiç beş dakika etrafa bakınırken
göremezdiniz, mutlaka bir şeylerle meşgul olurdu, şef olsa da olmasa da
gazetesini yayarak okumazdı…binamızselanik caddesi 5 numaradaydı.
arkadaşları da sık sık onu ziyarete gelirdi, örneğin 1962’lerde filan olması
lazım bülentecevit o zamanlar çalışma bakanıydı, onu ziyarete gelir şiirlerini
gösterirdi. biz ayağa kalkarız, siyah pardesüsüylebülent bey de izin isteyip
turgutuyar’la birkaç sigara bir iki bardak çay içerdi. çayı rahmetli turgut
uyar da çok severdi. giderken ayağa kaldırmazdı, rahatsız oluyorum derdi, zaten
korumaları da yanında olmazdı. çok gelirlerdi. devlet tiyatrosundan geliyorlar
şiirlerini gösteriyorlar, ben de merak edip soruyordum. nasıl diye, okumak
lazım, 17-18 yaşında herkes şair sanıyor kendini, demişti”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder