jön türkler değil kök türkler


 12.08.2012 00:02

‘gözlerin açık diye gördüğünü sanıyorsun’.
goethe

sencer divitçioğlu’nda var, türk felsefecisi, sohraverdi, bir yöntem sahibidir. yöntem: bilgileri imge dünyasında bir daire içine koy. bunları kafanda mantıksal olarak birleştir. birbirleriyle eşleştir. İşte buradan kor/ öz çıkar. tarih’e bakmak risklidir. tarih’e bakarken tarihte hapis kalmak mümkün. bir millet, tarihteki iki on yıla hapsedilir. sarışınlarla karaşınlar arasındaki bir savaş bir yüzyıl sürer. savaş, savaş için değildir. sencer divitçioğlu: “odaklandığım nokta devletti. kök türkler ilk aşamadaki türk devletiydi. onun için ister istemez kök türkler’den karahanlılar’a sıçradım. kök türkler kağan’lı devlettir. karluklar’da yoktur. kök türk yazıtlarının ortaya koyduğu gibi bütün işlevler kağan’a aitti. kut da, küç de, ülüğ de. kut yani kutsallık. küç, zaten güç, güçlülük. ülüğ de bereket ve doğurganlığı anlatır”.

üç fonksiyonun birden/ aynı ânda krala ait olduğu bir devlet batı’da yok. fark, bu. kök türkler’den selçuklu’ya, selçuklu’dan osmanlı’ya bu değişmiyor. aynı. batı’da parlamento var. komün var. osmanlı’da
divan sadece padişahın atadıklarından oluşuyor. divandakiler, padişah ve adamları. bir tek şey değişiyor. kök türk kağanlığının kut’u vardı. karahanlılar’da kağan’ın kut’u yoktur. onun yerine adalet vardır. türler müslümanlaşmıştır. sencer divitçioğlu: “matruşkayı bilirsiniz…rus bebeği… bu rus bebeğinin içinde biribiriyle iç içe geçmiş, gittikçe küçülen bebekler vardır. en dıştaki bebeği bebeği başından tutup kaldırırsanız ikinci bebek ortaya çıkar; onu da kaldırırsanız, hop üçüncü, bebek, sonra dördüncüsü filan böyle gider. şimdi biz bu matruşkanın en üstteki bebeğine ‘sosyal kuruluş’ diyelim. onun altındaki ‘üretim tarzı’ olsun. onun altındaki, ‘üretim ilişkileri’…en sondaki de ‘üretim güçleri’dir. dikkat edelim, folklorik mi hediyelik mi olduğunu bilmediğimiz yeni bir bebek, yani bir model kuruyoruz. bu modelde, ister bebeklerin renkleri, ister boyutları isterse kıyafetleri değişsin. ne olur? matruşka’nın yapısı değişir mi? değişmez. İşte bu bakımdan, bizim burada bebeklerle simgelediğimiz marx’ın üretim tarzı ve sosyal kuruluş analizleri, sosyal bilimlerde uygulanan ilk ‘yapısal’ yaklaşımdır. böyle değerlendiriyorum. sanıyorum doğrusu da budur. ayrıca, matruşka bize başka bir şey daha anlatıyor. bu rus bebeğinin bize telkin ettiği şey şu: iktisat bilimi ne devlet politikalarından, ne etik yargılardan, ne de sosyal psikolojiden yalıtılabilir”.
sencer divitçioğlu şu kelimelerle ilgili: türk, paris, İstanbul, aşk, iktisat, tarih, toplum, bilim, bağımsızlık,
sanat, ahlâk. selâm ile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder