21.07.2012 00:11
‘keşke dalgın olabilsem’.
shakespeare
cevap olmaksızın yaşamasını bilmek
gerekiyor. cevap, var. bir yerlerde duruyor. yalnızca saklı. şu ân için
bilmemiz gerekmiyor. istenmiyor.
sabırsızlık yalnızca bir çocukluk
hastalığı değildir.
çocuklar soru sorar. yetişkin insan
hakikat ile meselesini sessiz bir şekilde çözmüş olandır. yaşı ilerlemiş
insanların sordukları soruların bir anlamı yok. gevezelik saymalı.
cevaplar olmadan yaşayabilmek, iyi,
sorumlu ve mutlu bir şekilde yaşamak en cesur eylemdir.
sorularla tıka basa dolu bir zihin
herhangi bir problem çözemez. yalnızca sade bir zihin her türlü savaş için tam
olarak hazırdır.
varoluş sessiz bir şekilde
gerçekleşiyor/ gerçekleşir. tabiatta esas olan sessizliktir. gürültü, insan tabiatının
düşmanıdır.
sorulardan özgür bir zihin en büyük
tedbir sayılmalıdır. tabiat ve toplum belirsizliği karşısında en büyük tedbir.
kafka: “atımı ahırdan alıp gelmesini
emrettim. uşağım emrimi anlamadı. kendim gittim, atımı eyerleyip üzerine
atladım. uzaklardan gelen bir boru sesi çalındı kulağıma, bunun ne anlama
geldiğini sordum. uşağım tamamen bilgisizdi, bir şey işitmemişti bile. kapıda
önüme çıkıp sordu: ‘beyefendi nereye gidiyorlar? –‘bilmem’, dedim, ‘uzaklara,
buradan uzaklara, en uzağa, buradan en uzağa, hedefime varmamın tek yolu’.
–‘hedefinizi biliyorsunuz öyleyse?’ diye sordu uşağım. ‘evet’, diye yanıt
verdim, ‘söylediğim gibi. buradan uzaklara hedefim bu”.
enfes bir reklâm cümlesi vardı,
eskiden, batı’da. söyle: cevap evettir, soru neydi?
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder