07.08.2012 09:50
“en çok yoksun olduğumuz
şeyin gerçeklik olduğu yanılgısı içinde yaşıyoruz”. baudrillard.
insanın hayran olduğu şeyi/ kimseyi
anlamak yeteneğinden yoksun olması tuhaf, kötü ve tehlikeli bir şeydir.
hayran olduklarını anlamayanlar
öfkelidir.
öfkelenin başlıklı bir kitaptan söz
ediliyor. bir tavsiye, öfkelenin.
öfkelenmek, kendine ait uzaktan
kumandanın başkasına verilmesidir.
sen bir şey söylüyorsun. karşındaki
başka bir şey söylüyor.
ismail cem’in çıkardığı politika
gazetesi vardı. politika’nın arka sayfasında ferruh doğan’ın muhteşem bir
karikatürü yayınlanmıştı. dışişleribakanı ihsan sabri çağlayangil’in portresi
çizilmişti. ihsan bey, ben bir şey söylüyorum meslektaşım başka bir şey
söylüyor anlaşıp gidiyoruz, diyordu. baloncukta.
birtürk dışişleri bakanı bir şey
söylüyor, öteki devletin dışişleri bakanı başka bir şey söylüyor. işte olay
budur. olay büyüktür. bir de anlaşıp gidiyoruz, durumu vardır.
bir gelenektir bu: siz bir şey
söylersiniz karşınızdaki başka bir şey söyler. anlaşır gidersiniz. bir on yıl
böyle geçer.
zihin, gelenektir, belli bir şekilde
anlar. yeni durum karşısında zihin adres yeni olanı anlayamaz.
insan tarihe tutunur. bir güvence
olarak. değişim devresinde komikliğin icadının nedeni tarihe tutunmadır.
insan uyuşuk bir varlıktır. zihin yavaş
hareket eder. insan hareketliliğinin evreninki ilişkilendirilmesi kadim bir
fikirdir.
öfkelenmek, uyum değil. uyum, hayran
olunan şeyi anlamak/ yaşamak eylemidir.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder