16.12.2012 00:04
‘insan gerçekliğe
tahammül edemez’. eliot.
can sıkıntısı, başkaları tarafından
verilen ölü davranış kalıpları ile yaşamak sonucu ortaya çıkar.
kalıplardan vaz geçtiğinizde, kendi
hayatınızı yaşamaya başlarsınız. kendi hayatını yaşayanın canı sıkılmaz.
kendi dünyasının efendisi olmalı insan.
kölelik, zengin kölelik, duygusal kölelik, sıkıcıdır.
tüm insanlık sıkılıyor.
paris metrosunda insanların yüzünden
düşen bin parça. bir deha washington,d.c.’de bilgisayar programcısı olarak
çalışıyor, bilgisayar programcısı olarak çalışması gereken bir beyin oturmuş
nihal atsız’ın bozkurtlar’ını okuyor, kimse olması gerektiğine inandığı yerde
değil.
insan risk almak zorunda. yoksa ağaçta
kalırdı.
cennet ve cehennem coğrafya değildir.
onlar, insanın içinde. bir başka yerde değil. akıl, cennettir. akıl,
cehennemdir. insanı cennetlik yapan ya da cehenneme atan kendi aklıdır. insan
her şeyin dışarıda arar. bir kültür. insana öyle öğretildi. toplum ve devlet
bir kurgu şeklinde yapılandırıldı. insan, zincire vurulmuş bir şekilde yaşar.
zincirlerinden memnundur insan. hürriyetten kaçar ve kendisine hürriyet teklif
edeni yok eder. teoride ve pratikte insan, uyuşuktur.
uyumsuzluk, içerideki uyumsuzluktur.
insanın iç dünyasındaki. insan ile dış dünya arasında değil. kendiniz ve
varoluşunuz ile uyum içinde olduğunuzda cennette olursunuz.
insan kendini aldatan bir varlık.
başkasını değil kendini.
her şey insan için bir sinema
görüntüsüdür, duran şeyler ve hareket edenler. tarih ve hafıza. bir gelecek
hâyâli.
insan kendinden sıkıldığında kendine
karşı samimi olmalı, dürüst ve kendi varlığına karşı saygılı olmalı. kendi
kendi ile başbaşa kalmak. cep telefonu kapalı, hiçbir elektronik şey
çalışmıyor. arayan soran yok. sorun, yok. aradıklarında aslında aranan sen
değilsin. yanlış numara.
sen, gerçekten sen. ne istiyorsun?
gerçekten ne istiyorsun?
türkler, soru sormaz. neyse olan olmuş,
der. ayıp olmasın, olmuş bir kere!
olan bir daha olur. sonsuza kadar
olmaya devam eder.
kaldırımda düşer ölür, soba
zehirlenmesinden ölür, düz yolda trafik kazasında ölür. kaldırımların standardı
yoktur, gaz yönetmeliği, trafik kanunu ve başka kurumsal düzenlemeler, bize
uymaz!
banka soygunları, para krizi, ahbap
çavuş iktisadının sonuçları, hâyâli ortaklıklar, tutulmayan sözler, yağmur
yağdı alt katları su bastı, hayvanlar telef oldu, hikâyeleri sonsuza kadar
tekrar eder.
insan risk almaya hazır olduğunda can
sıkıntısından kesin olarak kurtulur.
hayır! biz sıkıla sıkıla ölmek
istiyoruz.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder