çılgın bir dünya / gerçeklik korkusu


 11.12.2012 01:01

 ‘belli bir şeyi ortadan kaldırmak yerine, kökenini ve sonunu sildiğimizde o yok olacaktır’. baudrillard.

japonlar işaretleşen bir kabile, japonca’da ‘işaret’i anlatmak için yirmi yedi kelime var. kelimeden çok işaret. kelime ile iletişimin imkânsızlığına dair tam bir varsayım geçerli.
ender bir şey.
 toplumsal olanın yok oluyor. bir gelecek vaadinin ortadan kalkması ve tarih yorumunun değiştirilmesi ile gerçekeşiyor. 
batı’da 1968 ile bir şey başladı: entelektüel sınıf ortadan kalkıyor. 1970’ler bir tepki idi ve 1980 ile bitişin başladığı simge.
entelektüel sınıf yerine memurlar sınıfı geçti. memur, ‘bağlantılı’, kelimesi karşılığı olarak memur.  daha çok gazeteci olarak ortaya çıkıyor.
daha çok özgürlük ne işe yarar? batı, iktisat krizi devresinde faşizme kaymak dışında bir özgürlük, parçalanma ile sonuçlanabalir  mi?
bir teori: 19 ve 20. yüzyılda olanların bir önemi yok/ tarihe ve geleceğe bakalım!
iktidar, toplumsalın ortadan kalkması ile yeni doktrin geliştiriyor, geliştirmek durumunda. adalet ilkesinin nereye dayandırılacağına dair bir.
hegel: ‘toplumun adaletsizliği, iktidarın ne olduğunu anlamak durumunda olanların astlar olmasıdır’.
çaresiz stratejiler.
böyle gidecek, gider. parçalanma daha açık. korunaklı yaşam alanları ve kaos.
insanın önünde sonsuz bir zaman diliminin olduğuna dair bir inanç yok.  sonsuz bir enerji sahibi olmak hâyâl.
yapacak tek şeyin yok olup gitmek olduğu henüz ilân edilmedi.
baudrillard: “işaretler, işaretler, bütün söyleceğiniz bu mu? insanlar hareket ediyor, insanlar hâyâl kuuryor, konuşuyor ya da susuyorlar, bunların hiçbiri gerçek dışı değil. susun ve bakın”.
bir şeyin yavaş yavaş olmakta olması. iknâ edici ve çaresizlik karşısında yeni  eğlence.

selâm ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder