19.02.2013 00:00
bir hayatımız varsa bittabi ki.
iktisat, belirler.
hareket alanları
arasında iktisat, belirleyicidir.
tarih boyunca insan,
ekmek peşinde koştu. dünya bir cennet değildir.
iktisat, üretim ve
bölüşüm meselesi. nasıl üretmeli ve neye göre paylaşmalı. kaynak dağılımı nasıl
yapılmalı?
amerika/ingiltere ile
türkiya arasında bir fark var. amerika ve ingiltere’de insanlar iktisadi
terimleri bilirler. kısa vade/ uzun vade, marjinal fayda, mukayeseli
üstünlükler, tüketim teorileri ve başka şeyler.
ingilizce konuşan
batılıların bildiği iktisat bilimi değil, iktisadi terimlerdir.
hayatın
akılcılaştırılması ile irtibatlı. akıcılaştırılmış hayat bir gelenektir
batı’da. bir kuruşun hesabı yapılır. faydası olduğu için değil, bir yöntem
olduğu için. bir yaklaşım.
iktisat bir denge ile
çalışır. tüketici dengesi, üretici dengesi, piyasa dengesi.
tüketici, markette.
hangi ürünü satın alacaktır? soru bu. bu soruya iktisat bilimi yanıt veriyor.
tüketici, iktisat bilmek zorunda değildir. karar verirken bilim açıklamalarını
değil, kendi refahını düşünüyor. her tüketici aynı davranıyor. tüketicinin iki
kriteri, marjinal fayda ve fiyat ilişkisi. bir denge ilişkisi.
fantastik değil.
ünsal oskay: “ ‘çocuk’
meselesi, tabiatla dolaysız ilişkiler sayesinde yaşamın sürdürüldüğü ve küçük
topluluklar halinde yaşayan insanların devamlılığının, yetişecek olan nüfusa
bağlı olduğu zamanların sıkıntısıdır. ataerkilliğe geçiş, çapa tarımcılığından
saban tarımcılığına geçişte toprağın sürülmesi, tohumun atılması belli günlere
denk getirilmesi gereken bir zamanlama ile bağlantılıdır. öküz; hamile olan
aybaşı olan kadınlar için kullanılması zor bir hayvandır. bu işi erkekler
üstlenmiştir. insan kadından önce öküzleri sevmeye başlamıştır. kadına
yabancılaşmış ilk insanın ise, yazılı metinlerden odysseus olduğunu görüyoruz.
destana göre odysseus’un, 10 yıllık truva savaşından sonra tek amacı ithaka’ya
geri dönmektir. ülkesine dönmeye çabalayan odysseus, yolu bulamaz. tanrıça
kirke’nin yaşadığı adaya düşer. arkadaşlarıyla birlikte yaklaşık bir yıl
tanrıça kirke’nin sarayında kalırlar. fakat daha sonra ithaka’ya dönme
istekleri ağır basar ve tanrıça kirke’ye akıl danışlar. O da, ‘ölüler ülkesi’
mısır’a gitmesini, eski uygarlıklara dair geometri, tarım, astronomi gibi
bilgileri edinmesini öğütler. ‘o zaman, kahinlere ve tanrılara yalvarmaktan
kurtulsun’ der. ilk defa insan, tanrılardan çok insan aklına güvenecektir. bu,
laik düşüncenin başlangıcı sayılabilir. ve odysseus, ülke ithaka’yı bulur.
geldiği gece, karısı karısı panelope, 20 yıldan beri erkeksiz olduğu için
kocası odysseus’u özlemiştir, bitap düşene kadar sevişir. fakat hınzır odysseus
seher vakti karısını bırakır, verandaya çıkar, öküzlere bakar çoban sürüyü
otlatmaya götürüyor mu, ona bakar. çobanı göremez, verandanın öbür tarafına
geçer ve çobanın uyuyup uyumadığını kontrol eder. analarız ki yokluğunda
düşündüğü, 10 yıldan beri karısından çok, malı mülkü, öküzleridir. böylece,
homeros bize, aşktan ziyade başka bir durumun varlığını anlatmaktadır. öküz
eski dilde ‘kapital’ anlamına gelir. öküz, ilk sermayedir ve erkek egemen
toplumun başlangıcıdır. ataerkilliğe öküzlerle başlanmıştır. günümüzde de
kapital, yani öküz, hayata hakimdir”.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder