17.03.2013 00:02
her
gerçeklik bir hikâyeye dayanır.
şiir ile güler yüz
arasında bir ilişki olmalı.
ismet özel’in yüzündeki
tebessüm anlamlıdır. ismet özel, soruyor, ne oldu, dememiş miydim, neden
hatırlamıyorsunuz, kalın mısınız?
çalmayacaksınız!
çalmayacaktınız! çalmıyor olacaktınız!
çalarlar.
piyasa ekonomisi olarak
tercüme edilen şey, hukuksuz olduğundan bir soygun ekonomisidir.
iktisatçı-tarihçi dr.divitçioğlu, türkleri bir arada tutan nesnenin haraç
olduğunu söyledi. kendisini üniversiteden atan devletin nasıl bir şey olduğunu
araştırmaya başlıyor dr.divitçioğlu, iktisat kitaplarını okulun kütüphanesine
bağışlıyor ve tarih çalışıyor. dr. sencer divitçioğlu’nun bulduğu budur:
türkleri bir araya getiren haraçtır.
ismet özel ve dr.sencer
divitçioğlu, türklerde kıyıda kaldı. marj’da. ece ayhan, marj’ın belirlediğini
not etmesinden bu yana çok zaman geçti. ece baba, gördü.
bizde eleştiri yoktur.
etik, estetik ve episteme olmadığı gibi. eleştirine ateş ederler. eleştiren,
mahkûm edilir. toplum ve devlet tarafından.
kültür, soyut öznedir.
birey, kıstırılmış
varlık değildir. kıstırılmış olanın birey sayılmasına faşizm adı verilir.
piyasa ekonomisi ile sıkıştırılmışlık arasında bir korelasyon var.
eski bir çinli filozof: ‘klasikler
en karanlık ve en kanlı zamanlarda yaşamışlar ve insanlığın gördüğü en güler
yüzlü ve en neşeli kişiler olmuşlardır”.
hırsızlar ciddi yüzlü
insanlardır. hırsızlar varoluşlarını yakalanacakları zamanın ertelenmesine
borçludurlar.
hırsız, düşüncesizdir.
hırsız iktisadi sistemin
haricinde faaliyet göstererek kâr ettiğini varsayar. kaybettiğin ne olduğunu
bilir.
ismet özel’de üç şey
vardır. vaat, kuram ve ahlâk.
ismet özel’de güler yüzü
sağlayan üç şey.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder