13.05.2013 00:00
“üçüncü bir kişi bana öteki’nin gözleri ile bakıyor”. levinas.
kendisine beş yıldızlı
bir otelde rastladım. mutlu görünüyordu, seksenli yaşlarında idi. yaşının
havasında değildi kadın. zengindi. ölçüsüz süslü idi. batı dillerini
konuşuyordu. normal görünüyordu. normal olmayan bir şey söyledi: “türkiya’da aç
mı kaldı/ para verecek fakir bulamıyorum”.
bir: inanmıştı. İnanmış
bir insana istatistiki bilgi vermek anlamsızdır.
asgari ücret karşılığı
çalışan milyonlarca işçi, tarımdaki gelir düşüklüğü, gelir dağılımındaki
eşitsizlik ve başka şeyler.
durun. durun. durun.
kelimelerin bir anlamı
yok. kongre kütüphanesindeki bir iki milyon eserin/ konya’da yazma eserlerin ve
iyi niyetli genç insanların.
iki: görmek istemiyordu.
kadın belli ki tepeye
kadar görebiliyordu. tepenin ardında kimse yoktu. Kendisine söylenen
kelimelerle görebiliyordu. başka değil. rahattı kadın. mutluydu.
bir şey daha söyledi:
‘türkiya böyle giderse bir iki on yıl sonra isviçre olacaktır’.
beş yıldızlı oteller ne
kadar insansız. kaçmak için bir imge aklıma geliyor. yüksek tansiyon. güzel.
yüksek tansiyon/ işte gerçek istiyordun al sana gerçek. ayağa kalktım, ben
şimdi doğu’ya doğru gidiyorum/ çıkış yolu bu tarafta /size isviçre’de mutluklar
başarılar ve huzur dolu bir hayat dilerim, dedim.
üç: yeteri kadar
kibarsanız karşınızdaki bir devre sonra söylediklerinizi anlayabiliyor.
anlatmak imkânsız.
sosyal yapının aptal kutusundaki dizilerden algılandığı bir devirde harvard
iktisatçısı olmak gereksiz.
allah’a şükür, çok aç
kaldım. ece ayhan’ın kurban bayramında aç kalmasının bir sosyal anlamı var.
otelden çıktığımda
ankara’da yağmur vardı. ‘açız yine evlatlarım diyordu peder’ cümlesi aklımda.
yürüdüm. yürüdüm.
yürüdüm.
yağmur muhteşem bir
olay. yürürken bir şey keşfetmemeli ya da zihin ânda olmalı. burada ve şimdide.
şekilsiz binalar. altyapısız. yersiz ve zamansız.
insanların yağmurdan
kaçmaları ne kadar saçma. arabaların yağmurda hızlanmaları durumu mesela
nedir?
ankara’da kim oturur?
ankara’da kaç tane beş yıldızlı otel vardır?
savaş kazandınız paşam/
ama bir başkent kuramadınız. duyuyor musunuz?
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder