karamsarlığın daha gerçek olduğuna dair sapma bir
delilik idaresidir.
espresso’yu ilk içtiğimde çok sevdim. amerika’da idim.
ondan sonra içtiğim hiçbir espresso’yu sevmedim. espresso içmeyi bırakmadım.
ilk espresso tadını aradım. bulamadım. aramaya devam ediyorum. 333 sene geçti.
arıyorum.
baudrillard:
“italya’da uygulanan tecavüzle ilgili yasa ‘tahrik’i yani zorun kullanıldığı
her türlü kışkırtmayı, her tür iğfali cezalandırıyor. yani? bir göz kırpma, bir
tavır, bir mizansen, hepsi ırza geçmenin işaretleri sayılıyor. en küçük bir
işaret, bir iğfal girişimi olarak görülüyor. feminist tahayyül de aynı böyle:
ırza geçme ile baştan çıkarma arasında hiçbir fark yok onlara göre; ötekinin
her türlü girişimi, kabul edilemeyecek bir yakınlaşma olarak görülüyor”.
bir şey bir kere oluyor. tekrar anlamlı değil ve hayat.
tekrar anlamlı değil kötü ve insan lanetin bir parçası
oluyor. mahkûmiyet.
parkta yatan bir arkadaşım var. birlikte espresso
içiyoruz. mutlak anlamda kahveden ve medeniyetten kopuk. duygu tarihini
tekrarlıyor. yok olmaktan ve yön değiştirmekten yana değil.
bir şey bir kere seviliyor. her defasında aranan ilk.
Meram: Yeni Yol Fanzin Sayı 1/ Temmuz 2014.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder