17.06.2012 12:05
“hayal, ipleri elinden kaçırmaktır. oysa öyle
bir dünyada yaşıyoruz ki o ipin ucu sizin elinizden bir kaçtı mı, hemen bir
başkasının eline geçiveriyor. ondan sonra siz hayal ediyorsunuz ama bir başkası
yaşıyor”. ismet özel.
akıllı telefon, bilgisayar ve
benzerlerinin ortadan kaldırdığı bir insanlık durumu, hatırası, tarihi ve
hayâlleridir.
geçmiş yalnızca bir sızıdır. ölümcül
bir sızı. çünkü ölene kadar sızlayacak.
günümüzün çocukları haber veriyor:
insan hayâl ve rüya sahibi olamıyor.
herşey otomatik bir şekilde
kurgulanıyor ve dağıtılıyor. fail, insan değil.bir dil.
neden sosyal medya kullanımında,
türkler;fransızlardanalmanlardan önde?
gerekçe, iktisadi değildir olmamalı.
fransızlarınalmanların işi var türkler işsiz de ondan!bu, değil. şu: türkler
görüntü olmaya razı.
türkler, öyle biliyor. türklerde 1839
diye bir sene var.
baudrillard’ın teorisine göre herkes
kendi look’unu arıyor. kendi varlığını bahane etmek olanaksız olduğuna göre
kala kala görünüşü göstermek kalıyor, artık ne olmak ne de seyredilmek kaygısı
bile taşınmıyor.
ben görüntüyüm!
modanın yaptığının tersine, bakışı bile
etkilemez görüntü, ayrıca hayranlık da uyandırmaz, sadece salt bir etki
uyandırır ve bu etkinin özel bir anlamı yoktur.
herşeyin bir iletişim sorununa
dönüşmesi ile sosyal medya burada içimizde kafamızda sizi esir aldı. siz sosyal
medya kullanmıyoruz sosyal medya sizi kullanıyor.
ben lafımı söyler giderim ilkesi,
gerçekte, bir iletişime imkân vermiyor. imge ve kelime yığını orada ve her
türlü yanlış anlamaya müsait.
böylece sosyal medya iletişimi, iki
özne arasında bir akım sağlamıyor bir şey yapıyor. bir imkânsızlık gösteriyor.
iletişim, imkânsızdır.
150 karakterde bir şey, bir eksik haber
iletilebilir ve o kadar. alıcı hayrını görsün!
tıpkı pornoda hiçbir şeyin
arzulanmasına izin verilmediği gibi sosyal medya hiçbir şeyin iletişimine izin
vermez, vermiyor.
sosyal medya kullanan insanlar üzerinde
yapılacak araştırma şunu gösterecektir: bu insanlar medeniyetin dışında
binlerce yıl öncesinde yaşıyorlar ve yaptıkları yalnızca igonre etmek
karşısındakini yok saymak ve felaketler karşısında bir sonraki ekrana bir diğer
olaya atlamaktır.
şimdiki zamana eli kulağında olurcasına
hissedilen bir yakınlık, yakın geleceğin tükenmesi ve enerjisizlik söz konusu.
ancak, tükenme, tek bir an içinde, mutlak bir şimdiki zaman içinde sarmalanmış
durumda.
sosyal medyada merhamet
yok.büyülenme var.
en ağır gelişme bir iki kelime ile
gözlerinizin önünde.
zamanın ruhuna uygun bir şekilde
insanlar yuvarlanıp gidiyor ve herkes bir ateş yumağı içindeki diğerinde
kendini seyrediyor.
rekabetin olduğu yerde iyi olmaz.
insanları saran acıma duygusu değildir,
onları ekran karşısında tutan, büyülenmedir.
ekran karşısında kimse mutlu değildir.
mutlu olanın ekran karşısında ne işi olabilir?
bir mutsuzluk kültürü, bir yoksulluk
kültürü var, somut mutsuzluk kültürü gerçekliği değil, o’nu idealleştirmek söz
konusu.
arada bir de nutella imgesine ihtiyaç
var.
politika ve libidoya dair sonsuza giden
bir kelime ve imge grafiği.
kötülüğün mutsuzluğa indirgendiği bir
sanal alemde herkes herşeyi anlıyormuş gibi yapacaktır. Herkesin birbirini
yanlış anladığı bir ülkede sanal medya kullanımının yaygın olması anlaşılır bir
şey. gerçek dünyanın intikamı sosyal medyada alınıyor.
sosyal medyanın baronları herkes kızgın
olmasından kâr ediyor.birordan, bir burdan.
baudrillard: “ve sinir ağlarının
rüzgarı, nöronlarını araçsal dünyanın sanal sınırına itiyordu”.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder