hegelcilikten ve diyalektikten nefret ediyorum


 20.09.2012 11:55

 “karanlıkta hiçbir mekânsal ilişki kurulamaz”. kierkegaard.

batı mizahsızdır. ve böylece kendisi dünya ile tamamen uzaklaşarak dinginciliğe ulaştı.
canetti: “belli bir noktadan sonra tarih gerçekliğini yitirmiştir. bütün insanlık farkına bile varmadan bir anda gerçekliği terk etmiştir. geçmişte olup bitenlerin gerçek olmadıklarını anlabilememiz mümkün değildi. bundan böyle amacımız bu yok oluş nooktasını bulmak olacaktır. bu noktayı bulamadığımız sürece güncel yok oluş sürecinden kurtulabilmemiz mümkün değildir. bu ise dayanılması çok güç bir düşüncedir”.
deleuze, psikanalizin kendisine saldırdı.
deleuze: “arzu üretiminin bilinçdışı denilen bir tasarımlar sistemine ve buna uygun nedenleme, ifade ya da anlam biçimlerine indirgenmesi; bilinçdışının fabrikalarının bir tiyatro sahnesine indirgenmesi , oidipus, hamlet; libidonun toplumsal kuşatmalarının ailesel kuşatmalara indirgenmesi, arzunun ailesel koordinatlara idirgenmesi, yine oidipus. psikanalizin oidipus’u icat ettiğini söylemek istemiyoruz. talebe cevap veriyor, insanlar oidipuslar ile birlikte geliyorlar. psikanaliz, küçük, çamurlu toprak gibi olan divanın üzerinde oidpus’un karesini almaktan başka bir şey yapmaz, aktarmanın oidipus’u, oidipus’un oidipus’u. ama ailesel ya da analitik, oidipus hiçbir şekilde bizzat bilinçdışının bir oluşumu değil, tamamıyla arzu makinaları üzerindeki bir bastırma aygıtıdır. oidipus’un ya da eşdeğerinin ilgili toplumsal biçimlere göre değiştiğini söylemek istemiyoruz. daha ziyade yapısalcılarla birlikte bir değişmez olduğuna inanabilirdik. ama bu değişmez bilinçdışının güçlerindeki bir yön değişiminin değişmezidir. oidipus’a bu nedenle saldırıyoruz, onu içermeyen toplumların adına değil, onu bol miktarda içeren bizim kapitalist toplumumuz adına. ve oidipus’un hayalî varyasyonları ile yapısal değişmez arasında hiç fark görmüyoruz çünkü ikisi de aynı iki uçlu çıkmaz, arzu makinalarının aynı ezilişidir. psikanalizin, oidipus’un çözülmesi ya da dağılması adını verdiği şey tamamen gülünçtür, bu tam olarak sonsuz borç işlemi, sonu gelmeyen analiz, oidipus salgını, oidipus’un babadan çocuğa geçişidir. oidipus adına ve öncelikle çocuk üzerine söylenmiş olabilcekleri saçmadır”.
faşizm bir tehlike olarak/ potansiye ve gerçek/ duruyor.
guattari, yayılmış bir faşizmin geliştiğini söylüyor. iki seçenekten söz ediyor. ya arzunun ve arzu fenomenlerinin sorumluluğunu üstlenebilecek bir makine yükselecek ya da arzu ezme bastırma kuvvetleri tarafından kullanılacak ve devrim makinalarını içeriden bile tehdit edecektir.
guattari: “toplumsal alana ilişkin iki tür kuşatma var. bir: bilinç öncesi çıkar kuşatmaları. iki: bilinçdışı arzu kuşatmaları.  çıkar kuşatmaları gerçekten devrimci olabilir ama yine de devrimci olmayan ya da faşist bile olabilen bilinçdışı arzu kuşatamlarının varlıklarını sürdürmelerine izin verebilirler”.

selâm ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder