08.09.2012 00:06
“düşler sona ermedikçe
kişi uyanmaz uykusundan, sımsıkı tutar düşler bizi, istesek de uyanmayız”.
kafka.
iş yaptığını sanıyordu. bir danışmandı.
bir danışman, kedi teorisi’ne göre, iş
yapamaz. the teori’ye göre ya iş yapılır ya danışmanlık yapılır/yapılıyor.
yoruluyor, koşturuyor, bir araya
getiriyor, müdahale ediyor, yönlendiriyordu. aklını sevdirdikçe, sevmeye
başlıyordu.
devlet diye bir şey var. neden var
olduğu felsefi bir mesele.
bir: neden hiç değil de bir
şey var? iki: neden bir
şey değil de hiç var?
failin belli olmadığı bir zamanda
birden kendini kapı önünde buldu. rutbesine baktı. yerinde idi. bir kağıt
parçası. etrafındaki insanların yüzlerini kontrol etti. ilk kez, etrafında
insan olmadığını o ân anladı. sessizlik vardı. bir şey anladı. gitmesi
bekleniyordu. gözü duvardaki resime takıldı. küçük bir afrika ülkesindeki
kralın hediyesi idi. anlamsız bir şekilde resim olayını kafasana taktı. almalı
mı idi, resmi kaybetmek ihtimali vardı, mesele resim meselesi değildi, düşünüyordu,
içinden bir türlü çıkamıyordu, karşısında her zaman eğilen böcek-adam kapıda
belirdi, böcek-adamın yüzündeki imge değişmişti, başka bir yüz şekline
dönüşmüştü, o’nu bir böcek olmakla ilk kez suçluyordu içinden, resim yerinde
kalacak, kapıdan çıkmak için böcek-adam’ı ezmek durumunda kalacak, sanki bir
yere iş için gidiyormuş gibi ortadan kaybolacaktı.
şöyle oldu. böcek-adam havalandı. uçtu
uçtu yok oldu.
danışman, olayın ne olduğuna dair
hakikati bilmek istiyordu. bilmek fiili henüz bir insan hakkı değildi. İktidar,
fiil ile adlandırmayı aynı ânda gerçekleştiriyordu.
aklına sencer divitçioğlu’nun
söyledilerl geldi: “hint avrupa toplulukları sınıflıdır. yöneticiler (kral)
savaşçılar ve çiftçiler. oysa bu dönemde orta asya’da oturan türkler iki sınıflı.
sınıflardan birine ak budun (yöneticiler, yani kağan, hanedan üyeleri tonlu
savaşçılar) diğerine kara budun (bütün halkı kapsar) denirdi. ayrışma kesindi.
zira bu iki sınıfın birbiriyle evlenmeleri yasaktı. türkler anadolu’ya göçüp
osmanlı devletini kurduğunda da bu toplum yapısı değişmemiştir. ancak
sınıfların adları değişmiştir. ak sınıf, ‘ak kemik’, kara sınıf, ‘kara kemik’
olmuş, fakat zamanla bu deyimler de unutulmuştur”.
son derece teorik bakmak gerektiğini
düşündü.
john nash’ı hatırladı. nash, yaşıyordu.
ikizlerdi. kredi kartı çekildiyse bir amerika bileti alıp uçmak fikri ile
rahatladı. idris küçükmömer’in oyun teorisi ile celali isyanlarını açıklayan
makalesi üzerinde nash ile konuşur, rahatlardı.
belirsizliğin kaypaklığa, kaypaklığın
belirsizliğe neden olduğu ortamdan uzaklaşmak iyi fikirdi.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder