22.08.2012 00:04
“deneyimlerimin, sıradan yaşamda gerçekleşen
her şeyin boş ve gereksiz olduğunu bana öğretmesinden sonra, korktuğum her
şeyin ve beni korkutan her şeyin kendi içinde iyilik ya da kötülük
taşımadığını, yalnızca zihnin onlardan etkilendiğini gördüğümde, gerçekten de
iyi olup iyiliğini ilerletebilecek, sayesinde zihnin diğer her şeyi
boşlayabileceği bir şey var mı diye sorgulamaya başladım: yani, sonsuzluk
boyunca kesintisiz yüce mutluluğun tadını çıkarabilme yetisini keşfetmeyi ve
edinmeyi başarıp başaramayacağımı sorgulamaya karar verdim”. spinoza.
iktisatçı-tarihçi sencer
divitçioğlu’nun, neş’eli, anlattıklarında ‘sezgi yöntemi’ var. sezgi bir
yöntem. hakikatin/ huzurun keşfedilmesinde sezgi kullanılabilir bir yöntem.
sencer divitçioğlu, suhreverdî ismini
veriyor.
suhreverdî’ye dair ibrahim agâh çubukçu’nun
islâm düşünürleri başlıklı kitabında şu bilgiler var: “şihab ad-din ebu’l-fütuh
yahya b.habeş b.emirek as-suhreverdî, 1155’te suhreverd’te dünyaya geliyor.
felsefe, kelâm, fıkıh, okuyor. azerbeycan, iran ve anadolu’da dolaşıyor.
bağdat’a yerleşiyor. selâhhaddin eyyubî’nin oğlu zâhir, bağdat valisidir.
suhreverdî, bağdat’ta öldürülüyor. islâm’da işrakiye/ ışığın doğması
felsefesinin temsilcisidir. ışık ve karanlık, birbirlerine meylediyor.
karanlık, nura yaklaştıkça karanlığını kaybediyor. iki şey, kalp temizliği ve
manevi arınma, esas alınıyor. suhreverdî, tanrı’dan söz ederken, her şeyin
ondan olduğunu söylüyor. tanrı, nurların nuru’dur. ayrıca, nurdan, varlık
ilminden, meleklerden, tabiattan, psikolojiden, âhiret ve mânevi birlikten söz
ediyor. sezgicilik bir yöntem olarak ortaya çıkıyor. suhreverdî, sezgiciliği
bir yöntem olarak ortaya koyduğundan aristo’dan hoşlanmıyor. suhreverdî’ye
göre, ışık, tanrı’dan gelir. bu ışık manevi bir ışıktır. her şeyden daha
açıktır. kelimelerle açıklanamaz. onun yokluğu karanlıktır. karanlık hiç bir
şey yok demektir. bütün gerçek varlıklar karanlığın ve ışığın derecelerinden
ibarettir. karanlık ve ışıktan ibaret olan ve binlerce âlemi kaplıyan evren,
ilâhi ışığın dağılığına göre yer alıyor”.
‘hayat zordur’ varsayımı ne anlama
geliyor?
anlamak, zor değildir. zor olan,
hareket ve düşünce, iki alanda, büyük varayım sahibi olmaktır.
sencer divitçioğlu, 12 eylül müdahalesi
sonrasında üniversite/ ortam/ öğrenci yokluğu nedeni ile iktisat bilimini
tamamen terk etmeye karar veriyor, bir sezgi, kendisini tarih’e yönlendiriyor.
bir düşüncenin bir insanı harekete
geçirmesi, hayatının bir devresinde bir yol değişikliğine neden olması, üzerine
ölü toprağı serili bir çok kavim insanı için inanılması zor bir gerçektir.
türk, iktisatçı’dır. hareketin
imkânsızlığının gerekçesi olarak iktisat’ın gösterilmesi anlamında.
hareketin imkânsız olduğuna inanan bir
kişinin düşünmemesi anlaşılabilir bir şeydir.
selâm ile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder