ankara deniz ile bir ilişki kuramaz


 02.12.2012 00:10

 ‘kime sorsan evinde bir oda eksik’. edip cansever.

enis batur, ekranda. korktuğunu söyledi. yüzü endişeli. orhan pamuk müzesine gidiyor ve beğeniyor, söyledi, aydın olmadığını ve etrafında hep güçlü kadınlar olduğunu.
korku, yanıltır.
korku, benlik bilincinin yok olmasıdır, geçici olarak iptal olmak, adını hatırlayamamak, yolda kalmak, kaybolmak.
insan olmayabileceğinden korkuyor, ya yoksak, derinlerde bir yerde ben diye bilinen bir şey ya yoksa, her şey bir rüya ise.
senaryosunu murat menteş’in yazdığı ah muhsin ünlü kısa filminde, rüyadan uyanılıyor, rüyanın içinde rüya ve yeniden rüya.
enis batur;  üçüncü dünya savaşının çıkabileceğini, söyledi.
bir çaresiz adamı izlemek /dinlemek feci bir şey.
yeni isimli bir dergi’de olmalı, enis batur, elli yıldır sigara içtiğini, babasını kalp krizi ile kaybettiğini ve doktora gitmediğini söylüyordu.
insan son derece diyalektik bir varlık.
dünyayı fethetmek için uğraşırken kendini yok eden bir varlık insan.
insan rasyonel değil. öyle olması gerek. öyle olması mantıklı aslında. rasyonel olsaydı, insan varlığına dair açıklayıcı bir model kurulabilirdi.
müzik, sanat, fikir, edebiyat, şiir, rasyonel insan faaliyeti değildir. para için yapılmayacak şeyler.
dunhuang diye bir yer var. asıl amaç, mutluluğa ulaşmak. yol, kendi hâlinde çalışmak/ oyalanmak.
bilmek ile var olmak arasında bir çatışma var.
türkler, varolmak medeniyetinden bilmek medeniyetine geçmek için yönlendirildiler. ne varolabildiler ne de bilebildiler.
pasolini; kurumlar, eğilimler, insanlar ve iktidar olaylarını kısaca ‘durum’ olarak adlandırıyor. araçlar.
enis batur’un söyleyemediğini, pasolini, söyledi.
pasolini: ‘istediğim şey etrafa bakmanız ve trajedinin farkına varmanız. trajedi olan şey ne? artık içinde insanın olmadığı bir şey : sadece birbiriyle çarpışan bazı tuhaf makineler var. ve bizim entellektüeller eski tren tarifelerine bakıp ‘tuhaf, bu trenler oradan geçmemeli miydi? nasıl oldu da öyle çarpıştılar? ya mühendis ya da adli bir suçlu aklını yitirmiş olmalı.’ ya da daha iyisi, ‘bu tümüyle bir komplo’, deriz. komplolarlar özellikle ilgileniriz çünkü bizi hakikatle doğrudan baş etme yükünden kurtarırlar. biz burada konuşurken aşağıda, zemin katta birilerinin bizi öldürme planı yapıyor olduğunu kurmak harika olmaz mıydı? bu, çok kolay, basit ve direnç içeren bir şey. bazı arkadaşlarımızı kaybederiz, daha sonra güçlerimizi toplayıp onları sileriz. biraz bizden, biraz onlardan, siz de böyle düşünmüyor musunuz?”.
müdahale edemeyenlerin bir rüyada olmaları ihtimâli çok yüksektir.
elif sofya: ‘ama uykuları sallayınca başlamıyor rüyalar’.

selâm ile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder